27 Temmuz 2017 Perşembe

Gett: The Trial of Viviane Amsalem - Film


Dün gece izlediğim bu muazzam sanat filminin yazısını bir an önce yazmak istedim.

Daha önceleri de bahsettiğim gibi monoton,bol diyaloglu filmleri izlemeyi seviyorum.Fakat (sanırsam) daha önce hiç bu kadar monotonunu izlememiştim.Film tek bir mekanda geçiyor.Sanat filmi olduğundan olsa gerek bolca diyalog ve dikkat çekilmek istenen ayrıntılar var.Yine de izlerken yorulmuyorsunuz,akıp gidiyor.

Film İsrailde şeri bir mahkemedeki boşanma davasını anlatıyor.İşin içinde avukatlık olunca bir tık daha dikkatimi çekti,mutlaka bakmam lazım dedim.Viviane Amsalem defalarca kez mahkemeye gelerek kocasından boşanmak ister.Fakat mahkeme dini olunca erkeğin sözü kadından daha da önemlidir.Yıllarca mahkemeye avukatı Carmel ile gelmesine rağmen bir türlü kocasını ikna edemez.İşte film bu adaletsiz hukukun ezdiği bir kadın olan Viviane Amsalem'in mücadelesini anlatıyor.

İki saat boyunca dönem dönem devam eden bir boşanma davasına tanıklık ederken dikkat edip üzerinde düşünebileceğiniz birçok nokta oluyor.

Öncelikle şunu dibine kadar anlıyorsunuz ki dinin adalete karışması büyük bir yanlıştır.Çünkü din kişilerin özgür inancına dayalıdır.Yani insana özeldir.Mahkeme denilen yargılanma yeri bir dine mensup olamaz,tarafsız olmalıdır.Duyguları yoktur,inanma yetisi olamaz.

Diğer bir şey ki bu filmin yorumlarında çokça tartışılmış.Kadının tek tanrılı dinlerde geri plana atılması.Bunu kendi dinim adına şu şekilde düşündüm.Allah hepimizi yaratırken eşit tutup aynı şekilde can verdi.Kuran'ın indirildiği zamanki toplumla şuanki toplum aynı değil.Kadınların diri diri gömüldüğü bir kavime verilen öğütle kadınların daha özgür olduğu bir yere gelen öğütler aynı şekilde mi yorumlanmalı? Günümüzde inandığım yegane şey şudur ki kadınlar sokakta,okulda,iş yerlerinde erkeklerle eşit haklara sahiptir.Bitti,net.

Film boyunca sinirleriniz geriliyor.Viviane'nin boşanmak istediği kocası Elisha'ya nefretle bakarken buluyorsunuz kendinizi.Yeter diyorsunuz,kadın seni sevmiyor be adam!

Yine günümüze dönersek Türkiye'de de boşanma davalarında kağıt üstünde eşitlik olmasına rağmen kadınların hakları ne derece korunuyor tartışılır.Sırf ailesi ayakta dursun diye sevmediği adamlarla yaşamak zorunda olan milyonlarca kadın var.Boşanma lafını geçirdi diye katledilenler,şiddet görenler var.Ne yazık ki leş zihniyetler hukuku çiğniyor ve devlet buna seyirci kalıyor.Çünkü sesi çıktı diye öldürülen,özgür olmak isteyen bir kadın.Bütün devletlerin,eril toplumların korkulu rüyası.

Filmde çok güzel bir replik yakalayınca hemen ss aldım!


Gerçekten de öyle değil mi?



Filmden sahneler:


Yargıçlar(!)


Viviane ve avukatı Carmel.İkisi de mükemmel bir oyunculuk sergilemiş.Hayran kaldım.


Gözlerimin dolduğu sahneler.


Herkes izlemeli diyebileceğim tarzda bir film değil.Monotonluktan,bol diyalogdan ve oyuncuların yeteneklerini konuştukları filmleri seviyorsanız bunu da beğeneceksiniz.


İyi seyirler.


Imbd: 7,7/10







2 yorum:

  1. Eminim kariyerinde günün birinde bu tür filmler izlemiş olmak sana çok önemli avantajlar sağlayacak ama sen bunu içinden geldiği için izliyorsun...ne diyeyim sana daha Anıl...
    (hayranlık) :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla avantaj sağlasın isterim! Hobim işime yaradı diye mutlu olurum :'D

      Ya joe :'))) (mahcubiyet) ♥

      Sil