Yılın ilk karı dün gece yağdı!
Bir zamanlar İstanbul'da.Ne mükemmel bir fotoğraf.Hayran kaldım.
Bu hafta bol bol dinledim.Çok güzel,çok.
Kar yağmasının en sevdiğim yanı şehrin çirkinliklerini kapatan bir yönü olması.Gerçekten de öyle değil mi? Çok eski bir binayı,yerdeki çöpleri,estetik olmayan bir yerleşim yerini bembeyaz ediveriyor.Göz zevkini bozan her şey beyaza bürününce alın size manzara.Enfes tespit!
Sınavı dershanede oldum.Yeni sınav sistemine göre ve Türkiye çapında.İlk oturumda YGS konularını gördük,bizim de bildiğimiz konulardı ama yarın LYS konularından olacağız ve bu tat kaçırıcı.12. sınıf konularını atlayıp bildiklerimi çözeceğim.Olduğu kadar artık.Sınava girmemin tek sebebi TR geneli olması.Bakalım tam sınav kafasına girmemiş bir öğrenci olarak nasıl bir sonuçla karşılaşacağım? Ve o kafaya tam olarak girdikten sonra ne kadar yükseleceğim? Sınavlara şu gözle bakabilme olgunluğunu biraz geç yakalasam da güç olmamasından memnunum.
Neyse bırakalım sınavı mınavı yılbaşı geliyooo.Evet geçen yazılarda da deyip durdum ama bu sefer baya az kaldı.1 hafta 1 güncük.Aslına bakarsanız hevesim biraz kaçtı.Çünkü yapmam gereken o kadar çok iş var ki yılbaşında neler yapacağıma odaklanamıyorum.Yazılılar,performans ödevleri...bir de sempozyum çalışmaları.Yis.Güzel haber buydu.Nisanın sonuna doğru Sosyal Bilimler Liselerinin düzenlediği bir sempozyuma okulun adına katılacağım.Konumuz ''Demokratik Tutum ve Değerler Açısından Eğitim'' kulağa biraz sıkıcı geliyor,doğru.İstediğim bir konu alınmıştı ne yazık ki.Bu hafta bulduğum makaleleri okuyup önemli kısımlarını almalıyım.Aşırı zor gözüküyor şu an gözüme.Akademik bir çalışmayla bu yılı başarılı bir şekilde götürürsem kendimi tebrik edicem bir daha da ''salak'' demicem.Net.Yine aslına bakarsanız bunun için de öyle çok çok heyecanlı değilim.Önüme gelen bir fırsatı değerlendirmek için yapıyorum.İnşallah Ocak ayında kabul edilip güzelce yazıp Nisanda sunumumu yapabilirim.Hadi bakalımmm.
Güzel haberi verdikten sonra hayıflanmaya devam ediyorum.
Evet yılbaşı ruhuna odaklanamadım henüz bu yüzden de hevesim daha az.Oysa benim tek istediğim evde uzanıp film izlemek,sıcak çikolata içip blog yazmak,kitap-dergi okuyup en az sekiz saat uyumak...Uyumak...tekrar uyumak..uyku...
Genç Werther'in Acılarını bitirdim.Yine ruhsal çöküşleri,duyguları ve karamsarlığı işleyen bir öykü.Mektup tarzında ve sonu oldukça trajik...fark ettim de severek okuduğum kitapların çoğu oldukça dramatik.Mutlu da olsam mutsuz da olsam elim bu kitaplara gidiyor.Çünkü kendime ve dünyaya dair birçok çıkarım yapabiliyorum.Bu o kadar zevkli ki...mesela bu kitapta bir bölümde intiharın cesur bir şey olduğunu baş karakter anlatıyor.İntihar nedir öğrendiğimden beri ben de öyle düşünüyorum.Fakat bunu demem benim de desteklediğim ya da meyilli olduğum anlamına gelmemeli.Tabi ki kimse kendine herhangi bir şekilde zarar vermemeli,ne olursa olsun yaşama direnmeli ama kendi iradesiyle yaşamanı sonlandırdığında da korkak sayılmamalı.Çünkü çok güçlü bir karar mekanizmasıyla ve çöküşün de etkisiyle hayatını sonlandıran insanlar bana cesur geliyor.Ne olursa olsun devam etmek kavramı da bu nokta da sorgulanabilir.Hassas bir konu.
🌻 Biz yaşamayı,yaşamı ve direnmeyi tercih edelim; ne olursa olsun. 🌻
Okulumuza bir avukat geldi ve mesleği hakkında konuştu.Oldukça faydalıydı ve çok merak ettiğim bir soruya birinci ağızdan cevap aldım.Sorum ''Avukatlar çözdükleri davaları kişiselleştirmeli mi?'' tarzı bir şeydi.Bana her avukatın işleyişinin farklı olduğunu söyledi.O ana kadar bunu hiç düşünmemiştim,gerçekten doğru.Bazıları olaya çok dahil olabilir bazıları işini yapar.Sonra düşündüm acaba ben hangisi olurum diye.İlk aşırı dahil olurum desem de sonra mesleğin gerekliliklerini öğrendikçe farklı bakabilirim dedim.Yıllar sonra bu blog ve ben burada olursak cevabını vereceğim.
Yeni yıl beklentilerinden bahsettiğim ve 2017'imi anlattığım yazıyı haftaya Cumartesi yazmayı planlıyorum.Beklemede kalın!!!! Ayrıca sizinkileri de duymak isterim.Belki sadece bir rakam değişecek ama yeni başlangıçlar ve değişikler için de temiz sayfa kazanacağız.Heyecan ve mutluluk verici.
2017 yılının son haftasını huzurlu bir şekilde geçirmeniz dileğiyle,
çav.
Sempozyum şahane habermiş Anıl! Aslında sen sıkıcı demişsin ama bence demokrasi ve eğitim tam senin konun, onu zevkli bir şekilde işlemek ve nefes nefese dinlenen show gibi bir sunum yapmak tamamen senin elinde. Haydi görelim seni!
YanıtlaSilAvukata sorduğun soru çok güzelmiş, cevabı beni de düşündürdü. Benim de aklıma gelmezdi. Bir yandan da çok mantıklı. Ama sadece işini yapmak nasıl oluyor onu tam çözebilmiş değilim. Bir davanın sonucu bazen o kadar çok yere uzanıyor ki. Neyse muhtemelen bu da o bitmez tükenmez konulardan biri.
2017'nin son haftasına girdiğimize inanamıyorum. Ne olduğunu hiç anlamadım. Hele Temmuz'dan sonrası fişek gibi geçti.
Öyle mi dersin...bakalım nasıl olacak ^^
Silİşini yapmaktan kastı herhalde danışanla empati kurup onun için ekstra üzülmemek,sinirlenmemek vs.Yani olayların içine kendi kişiliğiyle dahil olmamak.
Sorma,zaman öyle hızlı ilerliyor ki ürkütücü.