Havalar aşırı dengesiz.Bir yaz,bir kış derken hafiften üşütmeye başladım.Hapımı içip direkt sıcak çay yudumlamaya başladım.Şu an uğraşmak isteyeceğim en soy şey akan bir burun ve gözden fışkıran ateş hissi.
Bu hafta uyku düzenim tepetaklak oldu.Uykudan ölsem gece de hava serin olsa bile basık hissediyorum.Bazen sıcak ve ortam sesli oluyor ona alışmaya çalışıyorum ama bu sefer bilinçli uyuyamıyorum gibi.Odanın tüm yüzü pencere olunca sabah güneş içeriyi fena kavuruyor.Sıcağa uyanıyoruz resmen,alarma gerek yok.Kışın dondurucu havalarda iş görür diye katlanıyor da havaların soğuyacağı yok böyle giderse.Sonsuza kadar yaz devam edecekmiş gibi korkuyorum,yetmedi mi artık bu kadar kan ter gözyaşı :_
Derslerin de yorucu olduğu bir hafta oluyor.Özellikle düşünülmesi gereken dersler blok yapılınca beynim uyuşuyor.Bir de sınıf hayli kalabalık,hocaya dikkat edebilmek için çıt çıkarmadan odaklanmak lazım.Tek bir şeyde aklım başka yerlere gidiyor.Bu yüzden not tutmaya zorluyorum kendimi.Anlamadığım kavramlara daha sonra bakıyorum.Her anlamadığını sorma olayı bana çocuksu geliyor.İnternet çağında bilgiye ulaşım bu kadar kolayken tüm olayı bölüp kendi alakasız sorusunu yöneltenleri anlamlandıramıyorum.Her neyse,yine de çalışmaktan okumaktan zevk alıyorum.Lisede acı çeke çeke yaptığım sempozyum işi yaramaya başladı.Makale mantığını,yazılış aşamalarını ve anlatılmak istenen kısımları rahatça görebiliyorum.Tek okumayla olmuyor tabi ama sayfalarca şey olunca bir tık hız işime yarıyor.Hukuk düşünme,yorumlama ve bunları temellendirmeye çalışma gayesi olarak geçiyor şu an.Günlük hayatımızda gördüğümüz ''hukuksuzlukların'' aslında nasıl bir bağlama dayandığını anladım mesela.Uygulamayla normaların farklı olması,hukukta da ideal denen bir şey olduğunu ve bundan insanlığın bir hayli uzak olduğunu...Kanun karıştırmak da güzel.Farklı farklı haklarını öğreniyor insan.Ebeveynlere dava açıp nafaka talep etme hakkımız olması gibi.Ya da nişanın bir evlilik sözü olmasının aynı zamanda hukuki anlamları da olması falan.İlerde buradaki yazdıklarıma bakıp ''safım ya'' diyeceğim bakın görün.
Hafta sonu İstanbul'a kuzenlerimin yanına gideceğim ve bu yolculuk trenle olacak! Hem onlarla olacağım için hem de İstanbulda gezeceğim için heyecanlıyım.Trenle gitmeye ant içtim ve bilet bulabildim sonunda.Trene binmek için de fazlasıyla heyecanlıyım.Playlist hazırlayıp derin düşüncelere dalmalıyım.Mesela neden tüm dünyayı bana karşı görüyorum diye düşünmeliyim.Elimi nereye atsam neden kuruyormuş gibi geliyor diye hayıflanmalıyım.Neden talihsiz olaylar benim başıma gelmek zorunda diye sitem etmeliyim.Ya da hepsini bırakıp şükretmeyi denemeliyim.Deniyorum inan blog.Sadece ben adaletsizliğe ve mükemmel olmayan şeylere gelemiyorum.Bu evren,hayat olsa bile kanıma dokunuyor.Her şeye maruz kalan biri gibi hissetmemin haksızlık olduğunu düşünüyorum.Mükemmel gitmeyen işleri sonsuza kadar rafa kaldırmak istiyorum.Kusursuz değil benim için mükemmel,yanlış anlama.Her şeyi kolay yaşayıp boşuna isyan eden bir çocuk da değilim hatta çocuk bile değilim artık.Sadece çabuk isyan edip her şeyi yakıp yıkmak isteyebiliyorum işte.Bu benim ve değişmeyeceğim.Bir de farklı biriymiş gibi düşünmeye enerjim yok.Ne zaman *hopeful olsam kısa süreler içinde *breakdown yiyorum.Kabullenmek ya da çırpınmaya devam etmek,şu an bütün meselem bu.
Haftaya da eve gidiyorum,yarın bilet alacağım.Öyle özledim ki Çanakkaleyi,ailemi,dostlarımı ve en çok da annemin yemeklerini.Yatağıma yatıp battaniyeyi kafama çekip 24 saat yemek yiyeceğim.Saatlerce duşta kalıp akşam dümdüz koltuğa oturup çay içeceğim.Böylesine basit şeyler insanın hayatında yapması zor olunca nasıl da değerleniyormuş.Abim hep derdi,şimdi daha iyi anlıyorum.Asla biriyle aynı odayı paylaşamam diyen beni hayal etmediği bir şehre gelip her türlü sorunun kendi başına üstesinden geldiği için alnından öpüyorum.
Üniversiteyle bağlantılı global bir klübe katıldım.Bugün mülakatları vardı yarın seçilip seçilmediğimi öğreneceğim.Başlıktaki kararsızlığı bu sebepten yazdım.Derslerim her zaman önceliğim olduğundan ekstra bir iş için elli kere düşünüyorum.Öyle fasa fiso bir iş değil bu klüp çünkü.Katılırsam adından vs. bahsetmek istiyorum.Katılamazsam da açıkçası üzülmem çünkü yüzde yüz istekli değilim itiraf etmem gerekirse.Aklımda soru işaretleri var zaman ve yapılacaklar konusunda.Bunu üye olduktan sonra atlatırım diye düşünüyorum şimdilik.Bakalım.Bir ay içerisinde hayatımın ilk mülakatını tatmış oldum en azından :'D
The Good Place'in 3.sezonu geldi.Yazıdan sonra son bölümünü de izleyeceğim.Sonra okumam gereken birkaç parça şey ve kocaman bir Suç ve Ceza var.Nasıl bitecek hiç bilmiyorum.Rus yazarlara,realistlere bir hayli ön yargılıydım ama fena gitmiyor.Eskiden okumuştum bir kısmını.İzlememiz gereken 12 küsür film var bir de ders için.Hem de bu ay içinde.Kitaplar ve filmler ödev olsa hiç yanaşmam aslında ama bunlar kaliteli olduğu için karşı çıkılası değil.Zaten sıkıyosa yapma yani sonucuna sen katlanırsın :'
Öyle işte.Yeni şehirde hayat böyle devam ediyor.Henüz şehrimde diyemiyorum.Bir gün her şeyi daha da sahiplenip mutlu hissetmeye başlarsam bunu diyeceğim.Daha çok anı,insan ve kahkaha birikmeli.Umuyorum,umarımmm.
kib.
çav.
PS.
Burada çevresinde kafelerin olduğu kocaman bir park var.Çok sakin nezih ve güzel.Şehrin açık ara en sevdiğim kısmı oldu.
Hukuk mezunu olmuşsun da karşılıklı sohbet ediyormuşuz gibi hissettim. Yazılarının ruhunun değiştiğini hissettim. İyi anlamda söylüyorum tabiki :) Aileden ve evinden uzakta hayat insanı zorla değişmek zorunda bırakıyor. Önce alışkanlıkları değiştirtmekle başlıyor işe, sonra da kişiliğinin bazı noktalarını. Bu kadar fazla özlemin tek iyi yanı bu zaten. Karakterinin gerçek yapıtaşlarını tek başına keşfetmek ve derinliklerden çıkarabilmek. Sen hukuk okumayı da tek başına ayakta durmayı da başaracaksın. İlk başlarda sadece sen zorlanırmışsın gibi gelir ama etrafına bir baksan aslında herkes eşit ve aynı özleme sahipler. Geriye dönüp baktığında Kocaeli'ye 'kendimi bulduğum şehir' diyeceksin eminim, o zaman yine konuşuruz zaten bunu :) Kocaman sevgiler gönderiyorum
YanıtlaSilGerçekten mi :'D Yazılarımı yazdığım yer de etkiliyor biraz.Yurtta olmanın verdiği duygusallıkla karışık kafa da bunu etkilemiş olabilir.Evet özlemin belki de tek güzel yanı bu olacak çünkü başka hiç güzel yanı olacak bir şey değil :/ Umarım bunu derim hatta bunu diyebilmeyi çok istiyorum.O günler de gelsinnn artık :') Bolca Sevgiiii <3
Sil