30 Aralık 2017 Cumartesi

Elveda 2017 - Yeni Yıl Beklentileri ✨


Yılın son Cumartesi gecesi ve yazısı ☕


Bir yılı daha geride bırakmamıza yaklaşık bir gün kaldı.Düşünsenize koskoca bir yıl yaşadık,bir sürü şeyin üstesinden geldik; güldük,ağladık.Yolun sonunda başardık ve bir yenisini daha tecrübe edecek kadar şanslıyız.Her şeyi şekillendirmek elimizde.İşte bu beni heyecanlandırıyor.

2017 yılı benim için genele baktığımda güzel değildi.O abartılan,adına kitaplar yazılan 17 yaşımın yılı psikolojik mücadelelerle geçti.2017 yılı deyince aklıma bunlardan başka bir şey gelmeyecek.Güzel şeyler yaşamadım mı? Elbette.Fakat yaşadığımız kötü şeyler,hissettiğimiz sancılar mutlu anlarımızın önüne geçiyor.İnsan ruhu mutluluğa doymuyor ama üzüntülerde tıkanıp kalıyor.Belki de bunun sebebi budur.

Farklı şekillerde kendi kendime yorumladım bu 365 günü.İlk teorim mental sorunlarla geçen bir yıldan sonra büyük mutluluklar yaşayabilirim ki bu pozitif olan.Diğeri ise her şey aslında normal ve ben anlam yüklüyorum.Durağan devam edeceğim,hisler ve düşünceler asla değişmeyecek.Bu da kısmen negatif olan.Cevabını taa bir yıl sonra net bir şekilde verebileceğim.

2017'ye dair güzel tek bir şey varsa o da artık yavaş yavaş kendimi tanıyıp emin olmaya başlamam.Ergenliğin bir evresi galiba bu.Sevdiğim şeyler sevmediğim şeyler,zevklerim ve dünya görüşüm...birçok şey rayına oturmaya başladı.Ergenlik bir karakterin ilk katı gibi.Temeli çocuklukta.Devamında da çok sapmadan inşa edeceğim gibi gözüküyor.Adına hayran olduğum kitabın ismi yine aklıma geldi,bende uyandırdığı hisler hiç değişmiyor: ''Büyümenin Sancısı'' 

Yeni yıl beklentilerinin anlatıldığı yazıları,videoları falan çok seviyorum.Herkesin bir umut içinde oluşu beni de motive ediyor.Bu yıl da geleneği bozmayıp 2018'e dair beklentilerimi sıralayacağım.

İlk olarak psikolojik olarak kendime karşı nazik olmak istiyorum.Bu yıl daha rahat ve özgüvenli biri olmaya çalışacağım.Beni en ufak geren ve üzen hiçbir şeyin içinde bulunmayacağım.Yıprandığım bir şeyi sonucuna bağlı olarak önceden tartacağım.Beni daha da telaşlandıran şeyleri bir rafa kaldırıp sonsuza kadar o kapağı açmayacağım...bir çırpıda yazıverdim bu maddeyi,ne doluymuşum meğer.Kendi kulağıma küpe etmeliyim sözlerimi,sonra bir başka yazıda yakınacağım yine.

Gerçek bir üniversite adayı oluyorum bu yıl.Bunu göz önüne alırsam yeni yılda çok daha disiplinli ve özverili olmam lazım.Zamanımı boşa harcadığım şeyleri azaltmaya gayret edeceğim.Örneğin gece saatlerce baktığım telefon gibi.Artık bu saçma alışkanlıklarıma ''dur'' demenin zamanı geldi.

Şuana ve yakın geçmişe odaklandığım bir yıl olsun istiyorum.Geçmiş ve geleceği sürekli düşünmek yersiz,aşmalıyım! Bunu zihnimden azar azar da olsa silmem lazım.Sonra gelsin omuz ağrıları,sivilceler...ne gerek?

Aklıma gelen son isteğim düzenli bir şekilde tarihli ajanda tutmaya 2016'dan sonra devam etmek olacak.Fark ettim de bana kendin yap ajandalar asla hitab etmiyor.Uğraşamıyorum ince işlerle.Amacım sadece çalışmamı kontrol etmek.En yakın zamanda bir ajanda alacağım,bakalım.

Genel olarak istediğim her şey psikolojik odaklı çünkü bu anlamda yorgun bir yıl geçirdim.2018'de yenilenmek istiyorum.Kafamdaki şeyleri boşaltmak,duygularımı kontrol edebilmek ve insan ilişkilerinde daha sakin kalabilmek istiyorum.Bunun için daha fazla yoga ve kendime ayırdığım kaliteli zaman lazım.Daha önce yapmadığım şeyler değil,yapabileceğime inanıyorum.Hadi Anıl!

Ülke açısından da kötü bir yıldı sanki.Gerçi ben kendimi bildim bileli durum öyle.Fakat bu sefer durumlar daha da can sıkıcı olmaya başladı.Yeni sene ülkemize özgürlük,adalet ve vicdan getirsin.Cinsiyet ve cinsel yönelim eşitliği konusunda eşit bir sene olsun.Kadınlar öldürülmesin,çocukların canı yanmasın ve daha fazla bu ülkenin masum insanları korku içinde yaşamasın.Lütfen :')

Bu sene yanımda olan ve benimle gülen,üzülen herkese çok içten teşekkür ederim.Hayatımda olan herkesi çook seviyorum,onlara sahip olduğum için delicesine şanslı hissediyorummm! Bu bloğu okuyanlar da dahil!

2018'de mottomuz ''yenilenme'' olsun.Tarihin akışını altüst eden bu kelime bizim hayatlarımızı da güzelleştirsin.

Hepinize mutlu,huzurlu ve güvenli bir yıl diliyorum.

O zaman yılın son klasik bitirişini yapıyorum:

çav!



23 Aralık 2017 Cumartesi

İlk Kar,Yılbaşı Havası ve Birtakım Şeyler 🎄


Yılın ilk karı dün gece yağdı!



Bir zamanlar İstanbul'da.Ne mükemmel bir fotoğraf.Hayran kaldım.




Bu hafta bol bol dinledim.Çok güzel,çok.

Kışı sevenlerin yüzü gülerken yaz insanları isyan ediyor.Ben de sınava gidecek olmasam mutlu olabilirdim ama sabahın köründe uyanıp yola koyulunca bir yerlerim dondu :_

Kar yağmasının en sevdiğim yanı şehrin çirkinliklerini kapatan bir yönü olması.Gerçekten de öyle değil mi? Çok eski bir binayı,yerdeki çöpleri,estetik olmayan bir yerleşim yerini bembeyaz ediveriyor.Göz zevkini bozan her şey beyaza bürününce alın size manzara.Enfes tespit!

Sınavı dershanede oldum.Yeni sınav sistemine göre ve Türkiye çapında.İlk oturumda YGS konularını gördük,bizim de bildiğimiz konulardı ama yarın LYS konularından olacağız ve bu tat kaçırıcı.12. sınıf konularını atlayıp bildiklerimi çözeceğim.Olduğu kadar artık.Sınava girmemin tek sebebi TR geneli olması.Bakalım tam sınav kafasına girmemiş bir öğrenci olarak nasıl bir sonuçla karşılaşacağım? Ve o kafaya tam olarak girdikten sonra ne kadar yükseleceğim? Sınavlara şu gözle bakabilme olgunluğunu biraz geç yakalasam da güç olmamasından memnunum.

Neyse bırakalım sınavı mınavı yılbaşı geliyooo.Evet geçen yazılarda da deyip durdum ama bu sefer baya az kaldı.1 hafta 1 güncük.Aslına bakarsanız hevesim biraz kaçtı.Çünkü yapmam gereken o kadar çok iş var ki yılbaşında neler yapacağıma odaklanamıyorum.Yazılılar,performans ödevleri...bir de sempozyum çalışmaları.Yis.Güzel haber buydu.Nisanın sonuna doğru Sosyal Bilimler Liselerinin düzenlediği bir sempozyuma okulun adına katılacağım.Konumuz ''Demokratik Tutum ve Değerler Açısından Eğitim'' kulağa biraz sıkıcı geliyor,doğru.İstediğim bir konu alınmıştı ne yazık ki.Bu hafta bulduğum makaleleri okuyup önemli kısımlarını almalıyım.Aşırı zor gözüküyor şu an gözüme.Akademik bir çalışmayla bu yılı başarılı bir şekilde götürürsem kendimi tebrik edicem bir daha da ''salak'' demicem.Net.Yine aslına bakarsanız bunun için de öyle çok çok heyecanlı değilim.Önüme gelen bir fırsatı değerlendirmek için yapıyorum.İnşallah Ocak ayında kabul edilip güzelce yazıp Nisanda sunumumu yapabilirim.Hadi bakalımmm.

Güzel haberi verdikten sonra hayıflanmaya devam ediyorum.

Evet yılbaşı ruhuna odaklanamadım henüz bu yüzden de hevesim daha az.Oysa benim tek istediğim evde uzanıp film izlemek,sıcak çikolata içip blog yazmak,kitap-dergi okuyup en az sekiz saat uyumak...Uyumak...tekrar uyumak..uyku...

Genç Werther'in Acılarını bitirdim.Yine ruhsal çöküşleri,duyguları ve karamsarlığı işleyen bir öykü.Mektup tarzında ve sonu oldukça trajik...fark ettim de severek okuduğum kitapların çoğu oldukça dramatik.Mutlu da olsam mutsuz da olsam elim bu kitaplara gidiyor.Çünkü kendime ve dünyaya dair birçok çıkarım yapabiliyorum.Bu o kadar zevkli ki...mesela bu kitapta bir bölümde intiharın cesur bir şey olduğunu baş karakter anlatıyor.İntihar nedir öğrendiğimden beri ben de öyle düşünüyorum.Fakat bunu demem benim de desteklediğim ya da meyilli olduğum anlamına gelmemeli.Tabi ki kimse kendine herhangi bir şekilde zarar vermemeli,ne olursa olsun yaşama direnmeli ama kendi iradesiyle yaşamanı sonlandırdığında da korkak sayılmamalı.Çünkü çok güçlü bir karar mekanizmasıyla ve çöküşün de etkisiyle hayatını sonlandıran insanlar bana cesur geliyor.Ne olursa olsun devam etmek kavramı da bu nokta da sorgulanabilir.Hassas bir konu.

🌻 Biz yaşamayı,yaşamı ve direnmeyi tercih edelim; ne olursa olsun. 🌻

Okulumuza bir avukat geldi ve mesleği hakkında konuştu.Oldukça faydalıydı ve çok merak ettiğim bir soruya birinci ağızdan cevap aldım.Sorum ''Avukatlar çözdükleri davaları kişiselleştirmeli mi?'' tarzı bir şeydi.Bana her avukatın işleyişinin farklı olduğunu söyledi.O ana kadar bunu hiç düşünmemiştim,gerçekten doğru.Bazıları olaya çok dahil olabilir bazıları işini yapar.Sonra düşündüm acaba ben hangisi olurum diye.İlk aşırı dahil olurum desem de sonra mesleğin gerekliliklerini öğrendikçe farklı bakabilirim dedim.Yıllar sonra bu blog ve ben burada olursak cevabını vereceğim.

Yeni yıl beklentilerinden bahsettiğim ve 2017'imi anlattığım yazıyı haftaya Cumartesi yazmayı planlıyorum.Beklemede kalın!!!!  Ayrıca sizinkileri de duymak isterim.Belki sadece bir rakam değişecek ama yeni başlangıçlar ve değişikler için de temiz sayfa kazanacağız.Heyecan ve mutluluk verici.

2017 yılının son haftasını huzurlu bir şekilde geçirmeniz dileğiyle,

çav.


17 Aralık 2017 Pazar

Hafta Sonundan Notlar ☕


Yine bir Cumartesi.Bu sefer akşamüzeri,yazmak için geceyi beklemedim.

Bu hafta fena halde yoğun ve yorgundum.Güzel haberi vererek başlayayım,münazara yarışmasını bizim takım kazandı! Final konumuz ''sanat mı bilim mi toplumu geliştirir?'' idi ve sanatı savunan biz iki puan farkla kazandık.Fakat pek sevinemedim.Başarılı olmaya takıntılı olabilen biri olarak bu sefer büyük bir sevinç yaşamadım hele de final.Bunu haftanın yorgunluğuna ve münazara yüzünden yaşadığım strese bağladım.Halbuki ne çok abartıyorum her şeyi.Üstüne üstelik sonrasında abarttım diye kendimle çatışıyorum.Hayatımın özeti bu tam olarak.

Güzel bir haberim daha var ama henüz açıklamayacağım.Bir şeylerin daha kesinleşmesi ve ilerlemesi lazım.Sonrasında sizle de paylaşacağım.Bu blogda duyurulmayı hak eden bir haber,beklemede kalın...İnsan ilişkilerinde tahammül seviyemin sıfır olduğu bir haftaydı.Çünkü kendimle ilgili çatışmalar yaşarken bir de bir başkasına odaklanmak güç oluyor.Üstüne üstlük insanlar bencilce davranınca kayışlarım kopuyor.Birinin kalbini kırmaktan korkmama rağmen bazen insanların fena halde hak ettiğini düşünüyorum.Kırılan taraf olmak bakalım canıma ne zaman tak edecek?

Dün bizimkilerle Aile Arasında filmine gittik.Gülse Birsel ne iş çıkarmış merak ediyordum.Tam onluk bir filmdi.Kaliteli komedi unsurlarının yanında verdiği mesajlar da efsane.Örneğin film boyunca ahlakla,normalarla ilgili sorgulamalar yapıp bunların ne olup olmadığına kimsenin karar veremeyeceğini vurguluyor.Aynı zamanda en çok ahlaktan bahsedenlerin bahsettiği şeyden kendisinin yoksun olduğundan.

Bu hafta performans ödevlerini bitirip,can sıkıcı,sonrasında düzgünce ders çalışmaya başlamam lazım.Savsakladım baya.Zaman tıkır tıkır işlerken boş durmak en nefret ettiğim şeydir.Onu da halletmeye başlarsam içim rahatlayacak.Bakalım.


Cumartesi,sabahın köründe uyanmış olmanın haklı yorgunluğu.

🌻🌻🌻🌻🌻🌻


Pazara ışınlandım.

Dershaneye gitmeden önce kahve içiyorum.Pazar günleri dershane hiç çekilmiyor.Yorgunum ve yapmam gereken şeyler var ama akşama kadar dershanede olacağım.Ertesi gün okul.Pazar sabahlarını sevsem de akşamına doğru tadım kaçıyor.Ancak 15 Tatil keyfimi yerine getirebilir.

Matematik çözerken youtube'dan şarkı açacaktım ve ne zamandır dinlemediğim eski şarkıları keşfettim.Sizle de paylaşayım da hep beraber duygulanalım :')


Suavi - Hasret Türküsü



Candan Erçetin - Meğer



Gökhan Kırdar - Yerine Sevemem

Aynı anda bir sürü duyguyu yaşatabilen mükemmel şarkılar.Neyi hatırladığınızı veya ne için üzüldüğünüzü hatırlayamadan dinliyorsunuz.Efsaneler.

Cuma günü tesadüfen Kafkaokur aldım.Düzenli olarak almasam da böyle denk geldikçe almayı sevdiğim bir dergi.Hem kafamı dinlemek için de yardımcı olur diye düşündüm.Cumartesi gecesi bu aralar bayılarak içtiğim mavi çaydan hazırlayıp yatağa yayıldım.Bilirsiniz Cumartesi geceleri mutlaka film izlerim ama bu sefer daha rahat bir şekilde dinlenmek geldi içimden.İyi de oldu.Aralık ayının kapağında Ahmet Arif var.Adını duyduğum ve şiirlerinden birkaç alıntı bildiğim bir şairdi ama daha da yakından tanıdığım için mutlu oldum.Önemli bir değermiş.


🌻🌻🌻🌻🌻🌻

çav!















9 Aralık 2017 Cumartesi

Yoğun Günler,Yorgunluk,Çöküşler,Hayaller ve Planlar 🌻


Haftanın en sevdiğim zamanı: Cumartesi gecesi.Demli bir çay,yapılacakları halletmiş olmanın haklı gururu ve film,dizi,anime izlemek için beni bekleyen bomboş saatler.Miss gibi bir konsept.

Geçen haftadan beri münazara işleriyle uğraştım hala da uğraşıyorum.Perşembe günü konumuz ''Doğa mı insana hakimdir insan mı doğaya?'' idi.Doğanın hükümdarlığını savunarak kazandık.Çok hazırlandık,emek verdik; karşı takım da çok iyiydi.Zorlu ama başarılı bir münazara geçirdik.Sonrasında yine kura çekildi ve direkt finale bir takım çıktı...şimdi biz diğer kalan takımla bir maç daha yapacağız.Konu nükleer santraller ve biz nükleer santrallerin yararlarını savunuyoruz.''Eyvah'' dediğinizi duyar gibiyim.Greenpeace'i takip eden ve seven biri olarak profosyonel davranıp bir avukat edasıyla işimi yapacağım.İş iştir(!) Süre kısıtlı,bugünden çalışmaya başladık.Lütfen duanızı,güzel dileklerinizi ekrandan aktarıverin; hiç olmadığı kadar ihtiyacım var.Pozitif enerjinin gücüne inanıyorum.

Her şey mükemmel olsun derken buna kendimi dahil etmiyorum.Bütün işlerim süper ilerlesin diye çabalıyorum ama bir şeyi kaçırıyorum,ya ben? Genellikle hislerime göre hareket eden biri olsam da bazen dünyanın en mantıkçı insanı kesilip psikolojikmen kendime zarar verdiğimi göz ardı edebiliyorum.Bir şey de olmasın,bir şey de eksik kalsın...yok,olamaz(!) Farkında olmam bile iyi bir şey bence.Değişebilir mi? Sanmam.İlkokuldan beri böyleyim.Koç burcu olmam da etkiliyor zannımca.Huy işte,can çıkar o çıkmaz.

İnsan ilişkilerinde tahammül derecemin 0 olduğu bir dönemdeyim.Kimseyi alttan almak,nazını çekmek ya da üzülmesin diye hatasını söylememek istemiyorum.Bu konularda yazmaya dahi cesaret edemediğim zayıf noktalarım var.Fakat nedense içimden bu aralar böyle geçiyor.Galiba bunun en büyük sebebi daha önce de dert yandığım hayal kırıklıkları.Herkesin hayatında bazı beklentileri ve istekleri vardır.Benim de var.Fakat bendekilerin şöyle bir problemi var.Çok güç oluyorlar.Şükür etmemek ya da isyan değil ama bir şeyi istediğim vakit hep çok çabalamam lazım.Zaten güzel her şey için çaba gerekir ama benimki o hesap da değil.En minik bir şey bile olabilir,şansla kazanamam illa aşırı azim sonrasında sıkıntı...kendimi kastığımdan mı geliyor bu his? ...ne çok kendimle konuşuyorum.Resmen zihnimi okuyorsunuz bu blogda :')

Son iki haftadır mental ve bedenen bitmiş olsam da pozitif kalmamı sağlayan tek bir şey var.YILBAŞI YAKLAŞIYOR.Çocuk gibi heyecanlanıyorum hala.Renkli ışıklar,süslenmiş vitrinler,yılbaşı ağaçları.Nasıl mutlu olunmaz ki? Bu sene odamı süslemeye karar verdim.Salona da el atarım...belki ağaç da alırız.Babam pek sıcak bakmıyor annem kararsız evin çocukları biz istekli.Olmazsa da olmasın,süslemeyle de bir şeyler halledebilirim.Yılbaşı planını şimdiden yapmaya başladık ama bir eksikle...abim ne yazık ki gelemiyor.Finalleri varmış.Sinir oldum.Bizim de ertesi gün matematik sınavımız var.Rahat bırakın şu insanları da bir eğlensinler.Bir güncük...Klasik bir rutin olacak ama yine film izleyip,kordon boyu yürüyüp kendi ziyafetimizi yapacağız.Böyle özel günlerde evde olmayı seviyorum.Değerini çok daha iyi anlayıp sahip olduklarınızın farkına varıyorsunuz.

Instagramdaki ülke fotoğrafları paylaşan hesaplara kitlenmiş durumdayım.Ara sıra bakardım ama şimdi bazılarını takip edip günlük hayallere dalmaya başladım.En çok gitmek istediğim ülkeleri kafamda sıralıyorum.Fotoğrafa uzun uzun bakıp o sokakta fotoğraf çekindiğimi düşünüyorum.İlk durağım Londra-İng. olacak.Bayılıyorum o şehrin tarihi havasına,zarif görüntüsüne.Sonrasında Japonya.Ya Osaka ya da Tokyo.Işıklı gecelerde ya da huzurlu tapınaklarda zaman geçirmek istiyorum.Biliyorum rota baya bir ters oldu ama istek sırası işte,hayali.Son durak da İtalya.Floransa,Venedik,Roma gezisi.En olabilecek yer burası zaten,daha yakın ve ucuz.İlk üçüm bu şekilde...istediğim gibi gerçekleşebilse hiç durmadan Avrupa'yı gezip daha sonra Uzak Doğuyu tavaf ederdim.Bir aydır pasaportum var.Yazın belki abimle belki arkadaşlarımla bir yurt dışı seyehati yapmak istiyorum.Şunu gördüm ki seyahatler için cesur olmak gerekiyor.Ne parayı ne de şartları bekleyeceksin.Olduğu kadar olabildiği yere.Güzel slogan oldu,unutmayayım!

''Yalnız Bir Avcıdır Yürek'' kitabını bitirdim.Fikirlerimi kısaca demem gerekirse: beğenemedim.Beğenmeyi çook istedim ama olmadı.Spoiler olabilir ama bir intiharı bile 3 cümlede anlatmış yazar.Hiç benlik değil.Gereksiz olaylar sayfalarca anlatılmış intihar gibi trajik bir şey birkaç cümle.Cıks hiç hiç benlik değil.Olayların beni içine alması,detayları öğrenmem,karakterleri daha da yakından tanımam lazım.İngiliz Edebiyatını seviyorum bu konuda.Amerikalılar benim sınıfımda kaldı.Amma da üzülecekler şimdi,tüh demeseydim :'D

Son zamanlar şöyle ''işte bu'' dediğim bir film izlemiyordum ta ki ''Koş Lola Koş''u izleyene kadar.Kısa,felsefi,durmayan aksiyonlu ve kelebek etkili bir film.Mutlaka izleyin.Heyecanlanacak ve hayatınıza dair bazı şeyleri sorgulayacaksınız.Alman filmlerine bayılıyorum.Dilleri hoşuma gitmekle beraber olaylara bakışları,diyaloglar çok kaliteli oluyor.Fransızlardan bile başarılılar bence.

Geçen hafta ders anlamında muhteşemdi.Fakat bu hafta münazara yüzünden bocaladım.Yine de iki tane deneme sınavında da birinde ilk ona sonuncusunda da ilk beşe girerek güzel sonuçlar elde ettim.Haftanın en güzel haberi bu olabilir.Emeklerimin karşılığını aldığımda pamuk gibi biri oluyorum.Sakinlik çöküyor üzerime.Yine de fazla pamuklaşmamak lazım.Bir tık daha eforla daha iyi sonuçlar elde edebilirim.İstediğim yerler için henüz yeterli puanlar ortada yok.


Çok güzel bir kafe açılmış, geçen haftalarda keşfettik.Adı en sevdiğim mitolojik tanrının adı yani Apollon.Sahipleriyle çok güzel diyalog kurduk.İçimiz ısındı,buraya daha çok geliriz gibi duruyor.

💫💫💫


💫💫💫

Kafe barlar sokağına giden bu ara sokakta bulunuyor.İnanır mısınız altı yıldır Çanakkale'deyim ilk kez böyle bir sokak gördüm.Minicik ama oldukça samimi.

instagram: hopefulsalad

Durumlar böyle.Geleneği bozmayıp sonlara doğru planlardan bahsedeyim.Yine bir münazara, kazanırsak valinin de katılacağı final yarışması ve devamında dersler,yazılı haftası sonrasında yılbaşı heyecanı,hediyeleşmeler ve kutlamalar.Daha kafamda birçok plan uzaydaki meteor parçaları gibi geziniyor.Hayat biz planlar yaparken gerçekleşenler derler ya göreceğiz her şey nasıl sonuçlanacak.

Sizlerle bir şey paylaşmayı özlemişim,rahatladım.Her birinize güzel haftalar ve her konuda istediğiniz kadar başarı dilerim.Yapabiliriz,inanıyorum!