17 Ekim 2019 Perşembe

Dersler,Planlar ve Birtakım Duygular ☕️


''Melankolik Gece'' yazısını fazla dramatik olduğu için sildim.Biraz da özele kaçmıştı,insan yazarken dengeyi tutturamayabiliyor.Sabah da bir şeyler yazmaya başladım,devamı gelmedi.Yazmak için yazdığım bir yer değil burası,gerçekten isteyince laf lafı açıyor,umarım bu yazı içime siner ve paylaşırım.

Şu iki hafta bayağı yoğundu benim için.Kuzenlerle İstanbul olayı gerçekleşti,çok da güzel oldu.Avrupa yakasını gördüm ilk kez.Taksime deyim yerindeyse aşık oldum.Kalabalık oluşu ve tarihi binalar iyi hissettirdi.Normalde kalabalıklardan uzak duran biri olarak İstanbulun kalabalıklığı bana cıvıl cıvılmış gibi geldi.Etrafı izlerken eğlendim,bol bol fotoğraf çektim...Hayallere daldım bir de.Gelecek için özellikle Taksim tarafını gözüme kestirdim.Orada yaşayabilirmişim gibi geldi.Halbuki ne kadar ön yargılıydım.Okurmuşum da İstanbul'da...Neyse artık,okusam oraya alıştığım için uzaklaşmak da isteyebilirdim sonuçta.

Geçen hafta da evdeydim.Beş gün boyunca hasret giderip bol bol da uyudum.Ailemi,arkadaşlarımı ve canım Çanakkalemi çok özlemişim.Eve dönmek biraz garip hissettirdi.İçimden ''Aslında buraya ait değil miyim ben ya neden dönüyorum?'' diye geçti.Orada biriktirdiğim şeyler uzak zamanlardanmış gibi geldi.Hayatının kökten değişmesi tam olarak böyle bir şeymiş.Farklı bir şehre geçiş bile insan aurasını ne kadar değiştiriyor.Nelere alışmıyoruz ki bunu yadırgayalım.

Şanssız olduğum ve ağır mutsuz hissettiğim bir dönemden geçtim.O geceki yazı da bir anlık şeyle ortaya çıkarmıştım.Şanssızlık olarak hissettiğim şeylerin birçoğu somuttu bu sefer.Üst üste bir sürü şey gerçekleşti.Ufak tefek de olsa üst üste olmaları canımı sıktı,gerçekten şu iki haftada öyle yoruldum ki hem zihnen hem ruhen.Şu an daha iyiyim yalnız kırıntıları hala var.Hayatın savurduğu bir yaprak değiliz demiştim eski bir yazıda,doğru.Asla pes eden biri değilim ama sanırım yeni bir ortam geçmişte yaşadığım birçok şeyi tetikledi.Hep şu soruyla yaşamak bitiriyor beni ''Ya yine aynı şey olursa?'' en küçük bir üzüntü için bile beynim kodluyor sanki...Bunu eskisine göre idare edebiliyorum.Sınav yılında bayağı anksiyeteliydim.Şu anda kendimi daha iyi tanıyorum.Aslında hepimiz hayatımızı tanıyoruz.Örneğin benim zor başlangıçlarla ve benim gayretimle yürüyebilen bir
hayatım oldu hep.Bu özelliği de büyüdükçe,öğrendikçe kazanıyoruz belki zamanla değişir.Göreceğiz.

Bugün boş günümdü.Dün anayasa çalışmıştım.Politikada geçen birçok terimin asıl anlamını ve yorumlarını okumak inandığım şeyleri bana kanıtlamış oldu.Hukuku bu yüzden seviyorum.İstediğiniz yönde şekil aldığınızı hissediyorsunuz.Bu akşam da Roma,Almanca ve biraz da Hukuka Giriş çalıştım.Roma Hukukunun kitabı gayet açık olduğu için okuması keyifli.Hatta okurken o döneme ait klasik müzikler dinledim.Efsane bir anbiyans oldu,olaylar film şeridi gibi gözümün önünden geçti.Hukuka Giriş'in de hocasını çok seviyorum.Farklı düşünen bir kadın,mantıklı ve sorgulayıcı böyle sürekli.Derslerinden haz alıyorum.Almanca neden seçtim diye sorgularken eksikleri vs. biraz biraz tamamlayınca o da olabilir gibi geldi.Geçen yıl Mat-2 konuşurken bu yıl hukuk hakkında yazıyor olmam iyi hissettirdi bak.Onca şeyden sonra da olsa istediğine ulaşmak tatlı bir olay.

The Politician diye bir dizinin ilk sezonunu bitirdim geçen.Zengin ve köklü bir lisede geçen seçim çalışmalarını anltıyor.Konusu ile birçok diziden farklı.Kostümler Scream Queens'i andırıyor yani görsel şölen.Karakterler de özgün.Özellikle baş roldeki çocuğu kendime benzettim.Bir şeyler tam oldu derken kursağında kalması ve bazen kontrol edilemeyen azmi falan...Film aynı zamanda komedi kategorisinde geçiyor ama bence o tarafı çok da sağlam değil.Belki birkaç sahnede gülmüşümdür.Dramı daha yüksek.Hafta sonunu ayırıp bitirebilirsiniz,tavsiye edilir :)

Büyük ihtimal haftaya da eve gideceğim.Yine bir 5 gün kadar kalmış olurum.29 Ekim tatilinden herkes yararlanacak,kalmak istemedim.Bakalım.

Benden bu kadar olsun.Üçüncü yazma girişimim başarılı oldu,kısa oldu sanki ama buna da şükür.

Kendinize iyi bakın.

çav.





Bunlar İstanbuldan,


Bu da Çanakkale.


7 yorum:

  1. Günlerdir bloğuna girip yeni bir şey paylasmadığını görüyorum ve bu yazını 4.okuyuşum falan artık:) Ve her okuduğumda Taksimin kalabalıklığının seni iyi hissettirmesine takıldım. Yani yazını ilk okuduğum gün Taksim'deydim ve kalabalığından bayağı şikayet etmiştim, tuhaf. Ayrıca şu "ya yine aynı şey olursa" cümlesini o kadar çok kullanıyorum ki ben de, her türlü insan ilişkilerimde bu düşünce yüzünden zor zamanlar geçiriyorum. Ikimiz de kötümser olmayı bırakıp en değerli yıllarımızı güzel geçirmeye bakmalıyız bence:)) Nedense hep bir yakın hissetmiştim kendimi sana meğer çok benzediğimizdenmiş her yazıda kendimden bir parça görüyorum. Neyse çok konuştum:) Yeni yazılarında görüşürüz ders çalışmam lazım:( BU ARADA FOTOĞRAFLARIN MÜKEMMEL söylemiş miydim?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sabah gözümü açar açmaz bu yorumu okudum ve gerçekten mutlu oldum,çok teşekkür ederim ilgin için :)) Belki ben ilk kez görüyorum diye köyden indim şehre durumu olmuştur :'D Dimi? Haklısın ekstra bir şey diyemedim :) Böyle hissetmene sevindim çünkü ben de kendimden bir parça bulabildiğim yazıları seviyorum,hatta kal! Ahaha teşekkürleeer tekrar,sevgilerimle xo

      Sil
    2. Her yazdığım şeye tek tek cevap vermen peki? :)) Asıl ben teşekkür ederim bu samimiyetin için! Ve bu arada Instagramdan takip edebilir miyim?? Hesabı koymuşsun ama gizli olunca emin olamadım herkesi profilinde isteyip istemediğinden:)

      Sil
    3. Genelde tanıdığım insanları kabul ediyorum ama blog okuyucularım da buna dahil tabii,gelebilirsin! :'D

      Sil
  2. Merhaba,nasılsınız ? Blogunuzu yeni keşfettim ve hemen takibe aldım.Sizi de beklerim,sağlıcakla kalın.

    https://dizifilmkitaptavsiye.blogspot.com/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyiyim,siz? Bloğunuzun konsepti çok hoş gözüküyor takibe aldım :) Sevgiler.

      Sil