Son iki hafta birbirinden güzel kitaplar okuyunca paylaşmamak olmaz dedim!
Yaşamın Ucuna Yolculuk - Tezer Özlü
Tezer Özlüyü ilk kez Kafka Dergisinde görmüştüm.Kitaplıkta adı merakımı uyandıran bu kitabını görünce okumak istedim.Bir beklentim olmadan zaman geçsin diye okudum ama ilerledikçe çok çok çok beğendim.Tam benlikti.
Tezer Özlü otostopla Avrupayı gezmiş ve 43 yıllık yaşamına birçok öykü,şiir sığdırmış sevilen bir yazar.Kitapta Avrupayı gezerken yaşadıklarını,karşılaştıkları karşısındaki duygularını;geçmişinden söz ederek,hayat görüşlerini yansıtarak ve etkilendiği yazarlardan (Svevo,Kafka,Pavese) göndermeler yaparak akıcı bir şekilde anlatmış.Kitap oldukça karamsar duygularla yazılmış ki bunda yazarın manik-depresif halinden tedaviye alınmış olmasının etkisi var.Fakat bu karamsarlık beni boğmadı (bende genellikle karamsar biri olduğumdan olabilir) tam tersine realist buldum.
''Her sevginin başlangıcı ve süreci,o sevginin bitişinin getireceği boşluk ve yalnızlık ile dolu.Belirsizlikler arasında belirlemeye çalıştığımız yaşam gibi.''
O kadar güzel ve doğru bir söz ki...o kadar.
''Duvarlar gerisinde en çok kendimiz olmuyor muyuz.En çok duvarlar arasında direnmiyor,en çok duvarlar ardında duymuyor muyuz.''
''Hem karşı çıkıp,hem de sınırlarda yaşayan insan,yaşamı boyunca çıkmazından sıyrılamayacak.Huzursuzluk duyacak ve ne yaşamdan hoşnut olacak,ne de rahatlıkla ölebilecek.Yaşlandıkça ölüm korkusu büyüyecek.Başkalarının yanında kendini güçlü göstermeye söylendiğinin bilincine varacak.''
Bu satırlar bana tokat gibi geldi,en kuvvetlisinden.
''Bir ülkenin zaferi,diğer ülkenin yenilgisi.Zafer de yenilgiler de insan ölüleri üzerinden geçiyor.''
''Her 'ben' bencildir,her 'kır' kırsal olduğu gibi.''
''Yaşamım boyunca içimi kemirttiniz.Evlerinizle.Okullarınızla.İş yerlerinizle.Özel ya da resmi kuruşlarınızla içimi kemirttiniz.Ölmek istedim,dirilttiniz.Yazı yazmak istedim,aç kalırsınız,dediniz.Aç kalmayı denedim serum verdiniz.Delirdim,kafama elektrik verdiniz.''
Bu satırlar da içimi burktu,öylece okudum.
Kırmızı Saçlı Kadın - Orhan Pamuk
Orhan Pamuğun adını Nobel Edebiyat Ödülü ile duysam da daha önce hiçbir kitabını okumamıştım.Yine,sadece zaman geçsin diye okumaya başladığım bu kitaba vuruldum :) Bir önceki kitabın aksine olay ağırlıklı.Öylesine bir olay öylesine bir kurgu ki sizi içine çekip bırakmıyor.Başlarda sıkılıyor gibi hissetsem de biraz ilerleyince kitabı elimden düşüremedim,bir gün içinde bitiverdi.Sonu da beni bitiriverdi!
Konuyu spoiler vermeden anlatmak zor.Konuyu,olayı vs. araştırmadan okumanız gereken bir kitap.En küçük ön bilgi heyecanı kaçırabilir.1980'lerde Cem babasının evi terk etmesiyle para kazanmak için Mahmut Usta ile bir kuyu kazma işine girer.Öngören'de kuyu işi yaparken kırmızı saçlı bir tiyatro oyuncusu kadına aşık olur.Olaylar yaşanan bir kaza sonucu takır takır çözülmeye başlar.
Kitap baba-oğul ilişkisi üzerine mitolojik anlatımlara yer veriyor.Orhan Pamuk Batının ''Kral Oidipus''u ve Doğunun ''Rüstem ve Sührab''ı ile yaşamın efsanelerden nasıl oluştuğunu anlatıyor.İki efsane de ağzı açık bırakır cinsten,bu kitaptan öğrenmenizi tavsiye ederim.
''Olgunlaşmışsın,dediği şeyin aslında ruhumda kara bir leke olduğunu bir an fark ettiğini sandım.''
Bu kitap,en sevdiğim kitapları okurken yaşadığım,bir şeyler yeme ve doyma hissini verdi.Her bölümde biraz daha doymuş,tıka basa olmaya yaklaşmış gibi hissettim.Sonunda da bir rahatlama ve bittiği için biraz buruk bir sindirme...
keyifli okumalar.
çav.
☕
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder