Gelmiş geçmiş en sıkıcı yazımı geçiriyorum.Bir yaz tatili ancak bu kadar monoton ve bunaltıcı olabilirdi.Yıl içinde ''şu sınav geçsin de...'' deyip yaza sıkıştırdığım neredeyse hiçbir şeyi yapamadım.Aman diyorum yine de,sürekli bir şeylerle uğraşmak zorunda değilim bazen aptal aptal yatağımdan çıkmadan günleri öldürmek de iyidir.Hatta şu sıralar sadece bunu yapıyorum.
Üniversite sınavının sonuçları açıklandı.Geçen seneye göre hesapladığımdan maalesef 2-3k düşük olmakla birlikte 18k'ya girdim.(TM Bölümünde) Mutlu muyum? Aşırı değil, Üzüldüm mü? Hayır.Annem ilk aradığında elim ayağıma dolaşmıştı.Adrenalini seven biri olarak hayatıma biraz heyecan girmesi bile mutlu edici gelmişti,mazoşizm resmen bu;her neyse...Sonucu görünce duraksadım.Tekrar tekrar okudum şimdi 180k falan çıkmasın diye.Sonra annemi tekrar arayıp söyledim.O benden heyecanlıydı,hayal kırıklığına uğramamdan korkmuş :')
Tercihlerimi de yaptım.Sadece hukuk fakültesi yazdım.Üniversiteleri sıralamak istemiyorum ama İzmir yoğunlukta yazdığımı söyleyebilirim.Hiçbir zaman İst. ve Ankara hedefim olmadığı için herhangi bir pişmanlık da yaşayacağımı düşünmüyorum.O iki şehir bana oldukça kaotik geliyor.Sürekli bir işleyiş,ses,insan kalabalıklığı...Üniversite kalitesi tabi ki şu an her şeyden önemli ama ben gideceğim şehirde bir yaşam kurmak istiyorum.Benim içinse en doğru yer her zaman İzmirdi,umarım olur.Lütfen dua edin,güzel enerjilerinizi bu işin olması için yollayın...bir şeyler yapın!
Bundan birkaç sene önce eminim blogda bir yazıda Üni. için ne kadar heyecanlı olduğumdan vs. bahsediyorumdur.İş ciddiye bindikçe çok da heyecanlı olmadığımı fark ettim.Sanki bir şekilde hayatımın işleyişine müdahale edemiyorum çünkü.Hayır,kadercilik olarak algılamayın.Sadece detaycıyım ve benim takılıp heyecan yaptığım detayların realitede yeri olmuyor.Sonra hayal kırıklığı denen illet şeyi yaşıyorum.Öyleyse daha ''olgun'' bir tavırla işleri oluruna bıraktım.Her tercihimden emin olup her şehirde bir yaşam kurabilir miyim ona baktım.Tabii bazı endişelerim var.Her yeni başlayacak insan gibi neler olacağını bilmemenin verdiği şöyle olur mu böyle olur mu endişesini taşıyorum.Uykusuz kaldığımı bile söyleyebilirim.Yazın uyku planları yaparken sabaha doğru falan uyuyorum.Bir oraya dön bir buraya,can sıkıntısı,gereksiz düşünceler,buna eklenen gecenin gereksiz sessizliği...
Birkaç işe yarar şey yapmışım bak,aklıma geldi.
Daktiloyu tamir ettirdikten sonra bir şiir yazabildim.Aşırı çiğ,tumblr'da paylaşmış olmam lazım;onun uzun hali.Fazla melankolik ve şairane olmaya zorlanmış gibi.Yine de daktiloyla yazmayı deneyimlemiş oldum.Zor iş,beklediğimden çok ter döktüm buna rağmen keyifliydi.Sanki gerçekten somut şekilde bir yazı yazmışım havasına girdim.Gözlerimde bir acemi mutluluk...
Virginia'nın Dalgalar kitabını da bitirdim.Utanarak söyleyeyim ki bu kitabı 1 yıl,evet bir yılda bitirdim.Sınav yılı başlamadan çeyreğini falan okumuştum koca yıl bitti bu yaz da geri kalanını okudum.Virginia'nın bilinçakışına alışık olmasam baştan başlardım ama şaşırtıcı bir şekilde olaydan kopmadan devam ettim.Güzeldi,klasik Virginia tadı.Eski dostların buluşması,farklı hayatlar,oradan oraya zıplayan betimleler...Yalnız hala bana göre en keyiflisi ''Deniz Feneri''.
Geçen gece de yine bir Eric R. filmi olan ''Le Rayon Vert''i izledim.Buram buram güneş kremi kokan,yaz sofralarında edilen uzun sohbetlerin olduğu tatlı bir filmdi.Baş karakterdeki kadının yaz tatili ve aşkı arayışını konu alıyordu.Adı da Jules Verne'nin ''Yeşil Işın'' kitabından.Onun ne olduğunu izlediğinizde öğrenmenize bırakıyorum,olayın esas kısmı o çünkü.Daha önce Eric R. izlediyseniz akar gider bu film;ilk kez bu yönetmeni izleyecekseniz de monotonluğa,bolca diyaloğa ve Fransızcaya hazır olun derim.
Onun dışında Netflixte Drag Race izleyip,çerezlik filmler bakınıyorum.Bir yerden sonra izlenecek film/dizi kalmadı hissine kapıldım.Bilinmedik ama kaliteli önerileri olan varsa alırım seve seve.
Yazının sonunu nasıl getireceğimi bilemedim.''Dalgalar''da altını çizdiğim bazı satırları paylaşayım:
''Bazen kendimi tanıyamıyorum,ya da beni ben yapan tohumları nasıl ölçeceğimi ve adlandıracağımı ve sayabileceğimi bilemiyorum.''
***
''Seninle birlikteyken en yetenekli insanlardan biri olduğumu sanmaya başlıyorum.Gençliğin neşesi doluyor içime,gücü doluyor,beni bekleyen şeyleri sezmeye başlıyorum.''
***
''Göğsünü fırtınalara açabilecek olan ben,sellerde boğulmaya neşeyle katlanacak olan ben,buraya mıhlandım;her şeye açığım.''
***
''Ruhumun hızı bedenime fazla geliyor.''
***
''Üstüme atlayan duygu şokundan korkuyorum,çünkü ben onunla baş edemem sizin yaptığınız gibi...''
***
''Günün koşuşturmasının ve bütün acılarının,dinlenmelerinin,beklemelerinin ve kuşkularının ardından yanına oturacağım birini istiyorum.''
çav.