31 Ocak 2016 Pazar

Uyku Sorunsalı


 Her zaman geç yatmayı geç kalkmayı seven biri olmuşumdur.Fakat işler kışın değişiyor.Geç yatıyorum erken kalkıyorum.Memnun muyum?Evet Yorgun muyum?Fazlasıyla.

Erken yatmaya alışmam gerektiğini biliyorum ama olamıyorum.Okul zamanı bile gece 3'de yatıyorum.Uykuya dalmam çok zaman alıyor.24:00'da yatağa gitsem de aynı saatte uyuyorum.Çok düşünüyorum.Her şeyi,hayatımı geleceği geçmişte yaşanan tarihi olayları.Durduramadığım bir düşünce ve hayal sistemi var beynimde.

Çok uyumayı da aptallık görüyorum,yanlış anlamayın.Bana göre vasıflı insanlar üretkendir,bugün hangi başarılı insan günde 10-12 saat uyuyor ki?Hatta ''Günlük Ritüeller'' kitabında yazarların neredeyse hepsinin 1-2 saat uyuduğunu okumuştum.

Bazen ''uyku düzeni'' denen şeyi yapmak zorunda olmadığımı hissediyorum.Yorgun ve takıntılı bir insan olabilirim ama geceleri en azından gülümseyebiliyorum.Sıkıştım bu iki durumun arasında,biri bir biri diğer kolumdan çekiyor.

Annem hemşire olduğu için bu işe daha çok sağlık açısından bakıyor ve bana bazen haftada bir uyumadan şurup veriyor.Onun dışında uykum erken gelsin diye en sevdiğim çay olan papatyayı da içiyorum.

Bakalım sağlık mı kazanacak hayal&düşünce müttefiği mi?



İşte tam olarak bu.

 

28 Ocak 2016 Perşembe

Tecavüz Kurbanın Suçu DE-ĞİL-DİR!


Bunu hala tartışan mı kaldı?

Bir erkek dışarda istediği saatte gezerken biri de çıkıp ''NE YAPIYORSUN O SAATTE?'' diyor mu?HAYIR

Peki ya konu bir kadın olunca neden hemen fesatlıklarımız ortaya çıkıyor?

Herkes kendini böyle zamanlarda sorgulasın derim.Tecavüz eden ucubelere gösterilmesi gereken sorgudan fazlası kadınlara gösteriliyor.

Eğer siz de bu zihniyetteyseniz o tecavüzcüden hiçbir farkınız yok.Çünkü masuma yardım etmeyenin suçludan bir farkı kalmaz.

Tekrar tekrar ve tekrar bütün bağnaz düşüncelere karşı yinelemek istiyorum ki;

Cinsiyetiniz ne olursa olsun istediğiniz zaman istediğiniz bir iş için dışarda bulunabilirsiniz ve bu kimseye sizin vücudunuza izniniz olmadan dokunma hakkını vermez

                                                                  

''Özgürlüğe Mahkum'' Kitap İncelemesi


 Sonunda bitirdim şu kitabı.Çok beğendiğim sözler olunca içinde sizinle de paylaşmak isterim.Bundan sonra da okuduğum kitaplardaki güzel sözleri,fikirlerimi sizlerle paylaşmayı düşünyorum.

Kitaba başlarken pek beğenmemiştim ama olayı kavrayınca bayıldım,bitsin istemedim.Gerçekten de tam bu yüzden yavaş okudum.

Kitapta Libertad adında bir kadın Meksika Kadın Hapishanesine düşüyor.Herkes yıllarca neden orda olduğunu merak ediyor ama hiçbir şekilde söylemiyor.Artık o da bıkmaya başlayınca bir kütüphane klübü kurup kendi hikayesini alakasız kitaplar alarak okuyormuş gibi yapıp anlatıyor.Kadınlarının çoğunun da okuma yazması olmadığı için şüphelenmiyor.Böylelikle de kitap boyunca ara ara neden tutuklandığına dair hikayeleri ve hapishane yaşamını anlatıyor.Okurken kendimi o kadın koğuşunda hissettim.Sanki kütüphane klübünün daimi üyelerinden biri gibiydim.











Kitap okumaya,zaman harcamaya,hayalini kurmaya değer.

Özgürlüğü bana tekrar tanımladığın içib teşekkür ederim Yağmurlu Kız.

Dipnot: Kitap önerilerinizi yorumlarda beklerim,biyografi ilk tercihim ^^


24 Ocak 2016 Pazar

Haftanın Güncesi #4 (15 Tatil Planlaması)


Yanıma planner'ımı ve kahvemi aldım bloğun başına oturdum.Dürüst ve yapabileceğim derecede şu 15 tatili nasıl değerlendireceğimi yazacağım.

Öncelikle yapacağım işleri şöyle kaba taslak bir önem sırasına koyacağım;

  • TATİLİN KEYFİNİ ÇIKARMA!
  • İngilizce deneme ve çeviri yarışması için çalışmaya başlama,tatil sonuna tamamlama.(Bunun haberini ilk kez burda veriyorum,benim için dua edin;şans dileyin!)
  • Coğrafya/Fizik eksik konuları tamamlama,anlama.
  • Japonca tatil sonu sınavı için tekrar ve yazma çalışmaları yapma.Hiragana'yı hazırladığın kartlarla çalışma.
  • ''Özgürlüğe Mahkum'' adlı kitabı bitirme(zaten çok az kaldı.).Tatilde okumak için yeni bir kitap daha edinme.
  • Matematik konularını ''Problemler'' başta olmak üzere test çözerek çalışma.(Özel ders için sorulacak soruları çıkarma.)
  • Kalan diğer derslerden gerekirse tekrar yapma + test çözme.
  • Life is Strange ve korkmazsan Outlast oynama ^^
  • Belirlenen günlerde yoga. tık
  • Yeni animeler + filmler izleme

Evet kitap yazma işini eklemedim.Bilmiyorum kendime güvenim yok.Yazarken boğuluyor gibi hissediyorum içimdeki şey bana yapamayacağımı söylüyor.Ona dönüp ''Yapacağım sana ne?!'' diyeceğim zamana kadar alt katlarda bir rafa kaldırdım bu işi.İçime gelecek o ilhamı ve kendime güveni bekliyorum,geç kalmasın olur mu?

Planlarım böyle,hepsi yapabileceğim şeyler ne fazla ne az.Umarım siz de bu yazıdan etkilenip kendinize güzel bir plan yaparsanız.Kendimizi çok da kasmayalım derim adı üstünde ''tatil'' dinlenmek de lazım :)


(Merak eden ve soranlar için de karnem 94 ortalamayla takdir)

22 Ocak 2016 Cuma

Yoga'ya Devam/Yoga Rutinim!


 Bu aralar kendimi o kadar hımbıl hissediyorum ki acilen bir şeyler yapmam gerek dedim.

İlk başta yüzmeye devam etmek geldi aklıma ama dedim ki kim gidecek oraya kadar haftanın 4 günü...ben değil.

Sonra aklıma aylardır yoga yapmadığım geldi.Yavaş yavaş alışmak için şu 2 gündür hareketlere ısınıyorum.Küçük yaşlardan beri spor yapmanın faydalarını görüyorum diyebilirim yapamadığım zor hareketleri bile çözmeye başladım.

Düzenli götüremiyorum ama diğer her şey gibi.

Normalde 20dk yapardım en az terlerdim,spor yaptığımı hissederdim.Şimdi 10dk falan yapıyorum.Çok çok az.Bir gün yapıyorum 5 gün unutuyorum.Bunu bir düzene sokmanın zamanı geldi bu yüzden de bloğa yazayım ki unutma ihtimalim 0 olsun dedim.

Yoga rutinim şöyle olacak;

Yapılacak Günler:

Cumartesi-Pazar (Kahvaltıdan hemen sonra)

Salı-Perşembe (Sabah kahvaltıdan önce)

Pozların Yapılış Sırası:





1.Ardha-padmasana


2.Wide-angle seated forward bend


3.Ardha Matsyendrasana

(İki yöne doğru da yapılıyor)


4.Cow Pose


5.Hare Pose


6.Dog Pose


7.Upward Facing Dog Pose


8.Crane Pose
(Yapmaya çabaladığım bir hareket,daha iyi olmaya başladı)

9.Crane Pose hareketinde bacak bir içeri,bir dışarı bir de diğer tarafa yere değdirilcek şekilde 2 bacakla tekrarlama.


10.Camel Pose
(En zorlandığım hareketlerden biri,bel tarafını eğerek yapabiliyorum)


11.Pigeon Pose
(Hem sağ hem sol bacakla)

12.Boat Pose
(Yarım Şekilde de yapılabilir)

13.Bridge Pose
(Tam veya yarım şekilde de oluyor,hepimizin bildiği köprü hareketi.)


14.Supported Shoulder Stand
(Aynı zamanda bacaklar sağa,sola açılıp sırasıyla bir sağ bir sol başın arkasındaki zemine değdiriliyor.)


15.Plow Pose

(Bu yapılanlardan sonra ayağa kalkıp bütün kasları yavaş hareketlerle dinlendirme.)

16.Half Moon Pose:

Ayakta eller yukarıda birleştirilerek bir sağa bir sola gerinerek ısınma.Bir nevi ayakta yapılan kültür fizik hareketlerini kapsayan bir poz.


17.Tree Pose:
(Yapmayı en çok sevdiğim pozlardan biri,bıraksanız saatlerce yapabilirim.)


18.Angle Pose:
(Çift taraflı bir şekilde.)

19.Kasları son kez dinlendirip yere uzanma.

20.Bütün minikleri ve vücut kaslarını hareket ettirme.

21.Gözler kapalı bir şekilde vücut yorgunluğunu müzik dinleyerek atma.


Dipnot:Burda gösterdiğim hareketler benim vücuduma ve hareket yapabilme becerime göre.Yani en ideal olduğu için yapma sıram bu değil.Siz yoga sayfalarından kendinize uygun hareketlere göre plan yapabilirsiniz.

Dipdipnot:Aralarda aynı zamanda klasik olan mekik vs. gibi hareketler de yapıyorum.Bunlar sadece güzel resim bulup koyabildiğim hareketler,hepsini bulunan sırayla yapıyorum.































21 Ocak 2016 Perşembe

Okuluma Dokunma!


Son zamanlarda doğuda yaşananlardan sonra gördüğüm birkaç haber ciddi anlamda sinirimi bozdu.PKK terör örgütü geçmişte olduğu gibi şuanda da eğitim yuvalarını yakmaya,yıkmaya devam ediyormuş.Onlar da biliyor ki kalemler silahlardan çok çok daha güçlü.

Yakılan bir okula pes etmeden giden Nusaybinli bir kız TEOG sınavında tam puan yapmış.İçimin yağları eridi.Eğitimin,kalemin nasıl engel tanımadığını görmek beni çok mutlu etti.

Okullara dokunmayın ve eğitimden korkmayın;bu kim olursanız olun geçerli.

Çünkü terbiyesini,kendisini eğitmiş bir insandan size zarar gelmez.

Okumayandan,yakandan,yıkandan korkun.

Onlar insan görünümlü gerçek canavarlar.

#OkulumaDokunma hashtag'iyle siz de bir tweet atın.Amacım tt yapmak değil,eğitimi engelleyen bütün canavarlara karşı tepki göstermek.

18 Ocak 2016 Pazartesi

Kar Tatili,Alışveriş!


 Bu sabah kar fırtınasıyla gözümüzü açtık,şöyle kalktım pencereleri tek tek gezdim ve dedim ki ''YAT UYU YA'' iyi de yapmışım zaten okullar öğleden önce gelen haberle tatil edilmiş!

İlk defa ailecek aynı anda evdeydik ve bunu değerlendirmek istedik.Sabah kahvaltı yapmak için Adres Cafe'ye gittik.


Öğle yemeği görünümlü sabah kahvaltısı <3

Sonrasında AVM 17 BURDA'ya gittik.Kar o kadar güzel yağıyordu ki anlatamam.Kış resmen tatlı yüzünü gösterdi!


İşte ''Güzel hava'' diye buna denir bence.


Ben bu karı yılbaşında da görmek isterdim :')



3 Ürünü de H&M'den aldım.



Bu da 2016'nın ilk karı.Şuracıkta erimeden beklesin istedim :)

17 Ocak 2016 Pazar

Haftanın Güncesi #3 (Yeni Planner,Hediye,Tembellik)


 Kitap yazmaya yavaş yavaş alışmaya çalıştım dün.Sporcular antreman yapmayınca nasıl canı acıyarak sporunu icra ediyorsa ben de öyle hissettim.Yok arkadaş eskisi gibi düşünemiyorum.Huldufolk'u yazarken aklıma o kadar çok şey gelirdi ki yazarken bir sürü yazım hatası yapardım düşünmekten.

Yine de pes etmek yok.Potansiyelimin ne kadar zaman zaman tereddüt yaşasam da farkındayım,bunu yapabileceğime inanıyorum.İhityacım olan tek şey şu 15 günlük tatil.Oturacağım,düşüneceğim ve güzel güzel yazacağım.Seviyorum bu işi ya..kitaplar benim oluşturduğum bir dünya,''benim''.

Bu haftanın en güzel olayı Haktan'dan gelen kargomdu.Bir anlaşma da yaptık.O bana bu yıl her ay bir kargo gönderecek ben de ona seneye her ay kargo göndereceğim.Aklıma yattı bu iş.Biliyorsunuz ki anıları severim.


Kocaman bir planner'ım oldu.Ne kadar sevindim anlatamam.Zaten fazlasıyla ihtiyacım vardı;nokta atışı oldu bu hediye ^^

Perşembe günü Şevval'in doğum günü için bir gömlek tasarladık.Buram buram hatıra kokuyor :') 


Korktuğumuz olmadı,Şevval çok beğendi ve anlamlı buldu!

Ders konusunda tembeldim.Elimi kaldıracak halim yok nasıl test çözeyim?

Fakat bir yerden başlamalıyım şu test çözme temposuna.Ben hiçbir zaman sadece yazılılar için çalışan bir öğrenci olmadım ve bu mantığı çok saçma buldum.4 Sene sonra hayatımı belirleyecek bir sınava gireceğim,erken bile olsa bunun farkına varmam gerekiyor.9. Sınıfta çalışmadığı için pişman olanları görünce daha da bir farkına varıyorum.

Şimdi yemek yiyip test çözeceğim.Daha sonra da Haktan'ın önerdiği Minimalist bir youtube kanalına bakacağım.Minimalizm azla yaşamak gibi bir şey.Azdan kastım ihtiyaç fazlasını hayatta bulundurmamak.Tüketmekten başka bir işe yaramadığını hisseden insanların uygulaması gerek diye düşünüyorum.Yani hemen hemen hepimizin :)

Neyse bir haftayı daha devirdiğim ve haftanın güncesini yazdığıma göre toz olabilirim.

Görüşürüz xoxox


15 Ocak 2016 Cuma

Prim Vermeyin


Size Türkiye ve dünya sinemasının başrol tiplerini özetliyorum:

Kaslı erkekler

Güzel kızlar

Kimseyi takmayan,serseri yakışıklı erkekler

İçine kapanık ama bütün erkekler tarafından arzulanan güzelliğini saklayan kız.


Valla benim aklıma başka bir şey gelmedi.Bu kadar ucuzladı mı film piyasası anlamıyorum.Hiç lise filminde oynayacak sivilceli bir ergen oyuncu yok mu?Çirkin insanlar sevilemez mi veya sevemez mi?

Bu aralar film izlemeye geri dönünce yazmak istedim bunları.Çünkü artık yeni filmler gerçekten tiksindirici.Koy bir yakışıklı erkek bir de kadın oldu sana rekorlar kıran bir aşk filmi.Filmleri geçtim diyeyim de  ''aşk'' kavramı bu kadar ucuzladı mı?

Yönetmenler de bilet satma uğruna ergenlerin cinsel açlıklarını karşılamak için film çıkarır oldu.Empatiye,düşünmeye kapalı filmler.Kapitalizm..''tek tip güzellik''...düşünemeyen aptal teneke parçası robotlar.

Prim vermeyin şöyle paçavralara.

Düşüncelerimiz ve duygularımız emin olun bize dayatılmak istenenden daha fazlası.

13 Ocak 2016 Çarşamba

+10.000 Okunmaya Özel! (Bana Ulaşın!)


İlk +10.000 okunmaya ulaştığımı gördüğümde hemen blogları yönetme yerine girip bütün yazılarıma şöyle bir göz attım.İnanmadım bir an için.Gerçekten çok ama çok mutlu oldum.Bu siteyi tesadüfen,isteyerek ya da bayılarak açan herkese çok teşekkür ederim.

Her zaman fikirlerimi paylaşmayı ve tartışmayı seven biri olmuşumdur.Hayalimde hep bir yere çıkıp bir şeyler savunmak ya da konuşmak vardır.Bunu kısmen gerçekleştirdiğimi düşünüyorum.Şuan Türkiye üzerinde benim fikirlerimin birazcığını bile görmüş olan 10.123 insan var!

İnsanlık için küçük benim için KOSKOCAMAN bir adım!

Bloğumu takip edenleri tanıyorum;bana sürekli tumblr'dan sevgi dolu mesajlar yazıyorsunuz.O kadar tatlısınız ki anlatamam,asıl sizin gibi insanlardan güzel dilekler aldığım için şanslı olan benim :')

Şimdi bu okunma sayısına özel güzel bir fikir geldi aklıma.Bana dilediğiniz şeyleri yazabileceksiniz.Hepsine zaman buldukça karşılık vereceğim!

Ne yazsam diye fazla düşünmeyin istiyorsanız karalayın bir şeyler.Dert anlatın,eleştri yapın,bir şeyleri övün...insanlara diyemediğiniz şeyleri bana itiraf edin.

Ön yargısız ve dikkatli bir dinleyici olacağım!

Sizleri seviyorum ^^

e-posta adresim: hopefulsalad@hotmail.com




12 Ocak 2016 Salı

Tebrikler İlayda!


Evet dün çok ama çok güzel bir haber aldık ülkecek,biraz da utandırıcı.

TÜBİTAK'a giden projesi ''gereksiz'' olduğu gerekçesiyle geri çevrilen İlayda Şamilgil'in projesini NASA Mars Projesi olarak seçti!

TÜBİTAK'ın başında kimler var,jüriler kim çok merak ediyorum.Şuanki yüzlerine bakıp gülmek isterdim.

İlayda'nın su oranını mıknatısla ölçebilen hızlı,ucuz ve kullanışlı taşınabilir sistemi aynı zamanda Polonya'da 80 ülkenin arasından da 1. oldu!

İlayda'nın hayali ve amacı her zaman bilimle iç içe olmakmış.İlerde de sadece bilime hizmet etmek için Amerika'da iş deneyimi yaşamak istiyormuş.Bu isteğini eleştiren çok insan oalcağını düşünüyorum ama amacının sadece bilime hizmet olduğunu düşünürsek doğru yerde gibi sanki.

Bir de Türkiye'deki gençlere bir mesajı var:

''Mutlaka hayallerinin peşinden gitsinler. Elbette engellerle karşılacaklardır, ama gerçekten istiyorlarsa o engelleri çözmenin de bir yolunu bulacaklardır. Olumsuz düşünmesinler ve yapmak istedikleri şeyleri yapsınlar. Başkalarının istediklerini, başkaları istediği için değil.''

İşte tam da bu.Her zaman düşünmeye çalıştığım şeyleri bana tekrar hatırlattığı için İlayda'ya teşekkür ederim ^^


İşte bu zekanın,bilimin ve azmin gücü.Tebrikler İlayda!



yazıyı yazarken yararlandığım kaynak: tık

10 Ocak 2016 Pazar

Haftanın Güncesi #2 (Kitap Yazmak?)


 Bu haftanın adını ''Ağır bir ergenin duygu değişimleri'' koyuyorum.

Bu hafta bir üzgündüm bir mutlu bir ürkektim bir cesur.Ne olduğunu neye uğradığımı anlamadım.Size bir sır vereyim mi?İnsan kalabalığını sevmiyordum zaten ama artık toplum içinde olmayı da sevmiyorum.

Psikolojik bir rahatsızlık olduğuna henüz inanmıyorum ama bildiğiniz sevmiyorum işte.Konuşmayı,bir şeyleri savunmayı seven biri için kötü bir şey olabilir bu.Yürürken herkes bana bakıyormuş hissine kapılıyorum veya tek başıma rahat davranamıyorum.Ergenlik midir nedir çözemedim;umarım öyledir.

Önceki yazıda bahsettiğim sürprizi duymya hazır mısınız!? SÖYLÜYORUM

Tekrar kitap yazmaya başlayacağım.Wattpad'de bir hikayem vardı adı Huldufolk ondan önce de amatör denemeler yaptım ama hiçbiri bana istediğim şeyi vermedi,beni yansıtmadı.Çünkü yaşım o zamanlar daha küçük olduğu için çabuk değişiyordum.Artık karakterimin tamamlandığını hissediyorum.Zevklerim,hayat görüşüm oturdu.Eee artık kendi sahalarıma geri dönebilirim.Kitabımı Wattpadd üzerinden yazmayacağım.Çok fazla edebi değeri olmayan eserlerin ünlendiği hoş olmayan bir ortam benim gözümde artık.

Bir deftere yazmaya başlayacağım daha sonra bölüm bölüm bilgiyasarıma geçireceğim,tabiki sizi de merakta bırakmamak için bazı alıntılar yapacağım.

KONUSUNU MERAK EDİYORSUNUZ ^^

Konusunu belirledim bunun hakkında başka bir yazı yazacağım ilk önce karakter isimlerini oluşturmam lazım.Basit bir kitap olsun istemiyorum 3 deneme sonra iyi bir iş olmasını diliyorum.

Bana şans dileyin ve dua edin;bu işin altından kalkmak istiyorum!

Bu haftanın ders çalışma fotoğrafları:




9 Ocak 2016 Cumartesi

Suşi-Sinema


 Bir yazılı haftası daha bitti!

Ve tabiki dışarı adımımızı atamadığımız o hüsran dolu günlerin acısını çıkarmak için bugün yedik içtik gezdik.

Önceki ödüllendirmede olduğu gibi yine aynı kafeye gittik.Bu sefer SUŞİ de yedik.


Tadı beklediğimden farklıydı.Çok güzel ve doyurucuydu ama ben daha farklı bir şey bekliyordum.Yine de çok sevdim,artık gözüm açık gitmem.


Suşiyi belki beğenmeyiz diyerek ortak aldık.Doymayacağımızı bildiğimiz için önceki yazıda da gördüğünüz bu rameni yedik.Tadı bu sefer daha iyiydi.


645984985468 deneme ve ışık ayarlama sonunda çekilmiş 1 adet fotoğraf.Aynı kadroyuz.


Daha sonra ''Delibal'' fimine gittik.Bence vasattı başlangıç kısmı ama sonu fena değildi.1890 Ertuğrulu da çooooooooook merak ediyorum.Ya biran önce internete düşsün ya da ben gideyim!


Bu dönemde kısmen bittiğine göre üstümdeki file artık ''Beni rahat bırakır mısın?'' diyebilirim,diyebiliriz.




4 Ocak 2016 Pazartesi

Haftanın Güncesi #1


 Sınavlar bu hafta bitiyor! Bu yüzden rahat mı rahatım.Cumartesi günü eğer yapıyorlarsa ramen yediğimiz aynı kafede suşi yiyeceğiz ve Delibal filmine gideceğiz.(Film arkadaşlarımın isteğiydi uyum sağlıyorum ^^)

Artık School Survivor'a minik bir mola dedim.2.dönem yazılı haftaları yaklaşınca tekrar başlar,ne dersiniz?

Sadece dersler yok dedim hayatta.Yani en azından benim bir haftam sadece derslerle geçmiyor.Bu yüzden kendimi yazı yönünden bu kadar sıkmak istemedim.Bundan sonra düzenli yazacağım haftalık bir günlüğüm olacak adını da ''Haftanın Güncesi'' koydum.

Bu hafta önceki yazıda da yakındığım gibi inişli çıkışlı bir ruh halim vardı.Ben bile bilmiyorum 3 dakika sonra nasıl hissedeğimi.Büyümek,ergenlik zor işler.İstediğiniz kadar dirençli,olgun,positif olun bünye dayanmıyor bir müddet sonra.

Son yazılılara doğru çalışma isteğim de azalıyor.Hatta kalmadı bile.Sadece 1-2 saatlik çalışmalarla giriyorum sınavlara.Biliyor musunuz notlarım bir tık daha yüksek.Bunu az çalışıyorum şanslıyım değil de bir şeyleri kafamda otutturmuşum şeklinde yorumluyorum.Günlerce çalıştığım matematik yazılısından 80 almıştım şuan sadece son gece bir tekrarla 97 aldım.Eee dediğim gibi her şey adım adım sonra büyük sıçrama!

Yaklaşık bir hafta önce bir mum almıştım.Normalde yılbaşı gecesi yakacaktım ama odam işgal altında olduğu için sonraya sakliyim dedim.


Benimki vanilyalı olanlardan.Yaktıktan sonra kokusu daha az gelmeye başladı.Kapalıyken daha çok kokuyordu sanki.Kokmasa bile çok hoşuma gidiyor görüntüsü.Tabi ev hediyesi olarak gelen minik meleğim de bu huzurlu ortamı tamamlıyor.

Mumu yakınca mavi ışık olmaz dedim çalışma lambamı taktım.Huzur dolu bir ortam oldu.Kendimi çok daha ''çalışıyor'' hissettim.Ambiyans önemli tabi :)

Gelsin artık cuma,çok çok güzel bir şeye başlamak için güzel bir adım atacağım.Size desem mi sürpriz mi olsa?

B şıkkı diyorum,sürpriz!

3 Ocak 2016 Pazar

Büyümenin Sancısı-Geçmişin İzleri


İçimi dökmeli yazı.

Sadece ben miyim bunu yaşayan bilmiyorum ama 2 yıl önce yaşadığım şeylerin bir benzerini görünce aynı şeyleri tekrar yaşayacakmışım gibi hissediyorum.Resmen geçmişte olan şeylerin önüme tekrar gelecek korkusuyla yaşıyorum.Bu beni içten içe yiyor.

Aynı şey bugün de oldu.Olayları pek deşmek istemiyorum ama bir örnek vereyim.A sokağında beni 2 yıl önce bir köpek ısırdı diyelim.Ben 2 yıl sonra B sokağından geçiyorum aynı köpek cinsinden görüyorum ama bu sokaktakiler ısırmıyor bunu biliyorum.Fakat yine de korkuyorum.Kafamda kuruyorum.

Bu köpek beni ısıracak

Toparlanamayacağım

Her şey kötüye gidecek

...

Nasıl atlatmam gerektiğine dair en ufak bir fikrim bile yok.Sadece bunu yaşamak istemiyorum.Gerçekten istemiyorum.

En son okuduğum kitabın ismi bu ruh halimin teşhisi gibi;

''Büyümenin Sancısı''



2 Ocak 2016 Cumartesi

Cinsiyetçi Medya...


Bu günlerde paylaşılan haberlerden görüyorum da kadınların soyunmasını ''yoldan çıkmışlık'' gören dünya medyası soyunan erkekleri ''seksi,kaslı'' diye övüyor.Bana göre bu kabul edilemez iğrenç bir şey.Kadının vücudu seks objesi gibi görülüp açması yanlış bulunurken erkekler cesaretlendiriliyor.

Tumblrda gördüğüm bir post:


''Selena Gomez iğrenç çıplak bir albüm kapağıyla ortaya çıktı.''

''Satışlar için umutsuz olur mu?



''Kahrolsun!Justin Bieber şehvetli kasları ve karın kasları ile 'What Do You Mean' videosunda hava atıyor!''

Aradaki farka bakar mısınız?

Soyunan bir kadın tadmin edici bulunmazken bir erkeğe övgüler yağıyor.

Hayır,bu ADALETSİZ.



1 Ocak 2016 Cuma

2016'nın ilk Günü Raporu!


 Evet yılın ilk gününü kaydetmek istedim.Senenin sonunda veya ortalarında başında neler yaptığıma bakmak eğlenceli olur diye düşündüm ^^

2016'da dinlediğim ilk şarkı:


Klibiyle ve şarkı sözleriyle kalbime dokunan bir şarkı.İlk çıktığı anlardan sonra dinlememiştim,bu aralar bağımlısıyım.

Dün akşam çok sıradan geçti.Tek fark abimin arkadaşı da bizlerleydi.Annemin hazırladığı lezletli yemekleri yiyip salona geçtik.Sohbet ettik,gülüştük minik tartışmalar yaptık.Sonra benim isteğimle babam arkadaşından okey aldı ve babam-ben abim-arkadaşı oynadık (kendilerine oda 504 diyorlar,yurt numaraları^^) oda 504'e yenildik..Kabul ediyorum benim suçumdu;okey atmasaydım alırdık ama.

Bu sabah kahvaltı yapmak için Adres Cafe'ye gittik.Açlıktan öldüğüm için ne bulduysam yedim,şuan tıka basa doluyum.Eve gelir gelmez kardeşim için pony filmi çektik.Bir youtube hesabı var oraya ponylerle oynadığı oyunları atıyoruz.Bu yeni bir akım ve onu kıramadığımdan atıyorum.Merak edenler varsa: kanalın için tık videolar gayet amatör ve basit ama önemli olan onun eğleniyor olması.

İşte şimdi de blog yazmaya oturdum.Bugün kimya çalışmam gerekiyor.Yazılılar bitmiş değil maalesef hatta en korktuğum geliyor COĞRAFYA.

Yılın ilk raporu böyle

-Anıl Ateş bildirdi.