14 Ocak 2019 Pazartesi

Hislerden Dökülenler ☕

***
Hayatın istediğim gibi gitmemesine neden bu derece bozulup küsüyorum? Öylece oturduğum yerden değişimi beklerken nasıl kendimden medet umabiliyorum ki? Bu depresif ruh sana yardım etmeyecek,o işler öyle yürümüyor; hayat ağlayana acımıyor,susmasını ya da yorulmasını bekliyor sadece.İnsan da sanıyor ki çok üzüldüm bana acıdı,hayır sadece ağlamayı bıraktın.

Programımdaki her bir kutucuğu işaretlememek vicdan azabı gibi geliyor.Sınavlarda başarılı olsam bile kendimi yeren iç sesim beni öyle incitiyor ki bir başkasına böyle hissetirsem bana hayatı boyu kin tutar.İnsanın en büyük sorunu kendiyle bitmek bilmeyen cebelleşmesidir? Ya da sadece bazılarının bu cebelleşmeyi fark etmesi? Kendini kaptırması...

Hem birçok şey istiyorum hem de ciddi anlamda hiçbir şey.Hem her şeyi bir anda bırakmak günlerce odamdan çıkmamak istiyorum hem de dışardan eve girmemek.Hem hayallerim için şuanki halimi daha çok zorlamak istiyorum hem de anlık mutlulukların tadına varabilmek.

Hayatın kaotik yapısı ikilemleri kabul etmiyor.Ya da insan bir şeyi seçme durumundan korkuyor.Çünkü biliyor ki diğer bir seçeneği kaybedecek ve yeni bir kader çizgisi oluşturacak.O yolu çizebilenlere ''cesaretli'' diyor.Cesaretli olanlar bile bunu kendinde değil bir başkasında tanımlıyor,ne garip bir döngü.

Sabah heyecan verecek,mutlu edecek bir şey yoksa uyumak da uyanmak da anlamsız.Monoton yaşamın pişmemiş sebze gibi tadı var.Aksiyona girip bir şeylerle karışınca yemek olabiliyor.Çiğ sebze kemirdiğim bir hayat değil,lezzetli yemekler yiyebildiğim bir yaşam istiyorum.Fakat bir süre daha çiğ sebze kemirmeye devam edeceğim,en azından bir 5-6 ay boyunca.

Geçmişte yaşayıp geleceği düşlerken şu ana ayak uydurmak zor geliyor ruhuma.Her şu anım geçmiş olurken,bir sonraki dakika geleceğe dönüşürken hangi zaman diliminde neyi isteyip neyi gerçekten bekliyor olabilirim ki? Zaman da birçok şey gibi anlamsız,biz ona anlam yüklemedikçe.

Nirgün Marmara'nın bir sözüne denk geldim,size sayfalarca yazsam hislerimi bu kadar doğru ve güzel anlatamazdım.


Umut Duraklarının ön sözü bu olabilir,hatta bundan sonra olsun.

***
Gece telefona bunları karalamışım.Hafta tatsız başladı ama şu an daha iyi hissediyorum.İki tane deneme oldum aynı gün içinde,yordu gerçekten.İkisinin de neti aynı,şaşırdım.Son zamanlarda yaptığımın en düşüğüydü.Gerçi bir haftadır doğru düzgün TYT çalışmadığımı ve dikkat dağınıklığını hesaba katarsak kendime hak verebiliyorum.İç çatışmamı çoktan yaptım,sizin önünüzde fazla yüklenmeyeceğim.

Bu hafta ders anlamında önemli.Eksik konularımı tamamlayıp,günlük soru sayısını aksatmamaya çalışacağım.Haftalık programı bu yazıdan sonra halledeceğim.Konu eksiğim aşırı yok,sadece soru tipleri ve ayrıntılarda zorlanıyor bir de her daim düşmanım sınav anındaki dikkatsizliği aşmaya çabalıyorum.Zaman daralıyor.İçten içe hiç umursamayan insanı bile geriyor bu durum.Abim Cuma geliyor,telefonda konuştuk.Düştüğüm zamanlarda beni motive ediyor sağ olsun.Tatmin olmayan kişiliğimi pozitife çevirmem gerektiğini söyledi.Bunun için daha cesur ve cüretkar olmalıyım.Bu fikir güzel geldi,bir nebze su serpti.O gelince söylediği şeylere uyup kendimi olabildiğine zorlayacağım.Rahat bozulmadan bir şeyler kazanılmıyor,en azından bu sistem öyle işliyor.Halbuki hiç insani değil,felsefe yapıp yormayacağım kendimi daha fazla,huh.

Yine bir Fransız Indie grup keşfettim.Bu gerçek bir keşif olabilir,etkileşimi düşük ama şarkılar tam benlik.Birkaç gündür başka bir şey dinlemiyorum.


Requin Chagrin



Bolca Sevgi.

Çav.