23 Mayıs 2024 Perşembe

Gelişmeler 23.05.2024

 Bir anda başladım yazmaya. Çalışma hayatı çok yorucu blog. Hukuk çok zor. İnsanlarla uğraşmak çok zor. Memurlara laf anlatmak çok zor. Özel sektör çok zor. Zaman durmuyor gibi. Sürekli bir şeyler yapmam gereken ve bir şeylere yetişmem gereken bir sarmalın içindeyim. Kaçmak istiyorum ama kaçamıyorum. 

Mesleğe atılmadan önce de avukatlığın zor olduğuna emindim ama böylesini hayal etmiyordum. Tek tek anlatasım hiç yok çünkü kendime kural koydum mesai bittiği an iş adına konuşmak yok. Fakat mümkün olmuyor. Arkadaşlarımla tek sohbet konumuz bile davalar, dilekçeler ya da vs. şeyler. İmdat. Hobilerimi özledim. Kitap okumak ve yazmak bile itici geliyor artık çünkü zaten sürekli bunun içindeyim. 

Şimdi çok isyan edince mesleği sevmedim gibi oldu. Sana İstanbul'a geldiğim süreçten beri yaşadıklarımı anlatsam bana dersin ki ''Hala neden orada duruyorsun?'' Bu sorunun cevabı hala hayallerimde saklı. Beni üniversiteye sokan, mezun ettiren ve İstanbul'a getiren o hayallerimde. Şimdi geriye baktığımda pişmanlıklarım var blog. Mesela buraya sadece 1 haftalık için gelmişken bir anda iş bulup ev bulunca 2 hafta farklı arkadaşlarımda 3 ev gezdim. Yol bilmediğim kocaman bir kent, ben, valizim...Sonra kendi evime çıkıp elektriksiz kaldım. Diğer hafta işten bir geldim baktım hırsız girmeye çalışmış. Ne acelem varmış Allah aşkına? İşte kimse söylemiyor ki DURSANA. Öylece atılmışım. Zaten kanımda bu var, hızlı ve güdüsel başlamadığım hiçbir olay yok. Çok isterdim mantıklı-makul olmayı. Belki de benim başarma tarzım budur. Neyse. Sonra ilişkisel çok kötü bir dönemim oldu. Nasıl dayanmışım? O psikolojide öyle korkunç ötesi bir iş yerinde mesleğe atılarak ve tek başıma yaşayarak...Nasıl? Öpesim geliyor kendimi. Sonrasına bir mobbing deneyimi, fena...Çok tek kaldım blog. Zor anlarımda çok tek kaldım. Öyle buhran içindeydim ki...Böyle zamanlarda tek kalınca devam etmek zorunda olan siz olduğunuz için bırakamıyorsunuz hayatı. Eğer birisi tutsa bırakacaktım ucundan. Günün sonunda geldiğim yerden memnun muyum şimdi? Sayılır. Arzularım tam karşılığını bulamıyor. Çevrsel faktörler elbette etkili. Mental olaraksa hayal kırıklıkları fena. Yorucu bir şehir. Bazen sessizlik özlemi çekiyorum. Böyle sessiz, huzurlu ve sakin bir hayat nasıldı unuttum. Stresten vücudumun vermediği belirti kalmadı. Evimin küçüklüğünden yoga yapacak ferah bir alan bile yok. Bu noktadan zıplayacağım. Şükrediyorum bir çok şey için. İstediğim yerdeyim, bunu istedim ve istediğim her şeyi elde ediyorum. Bu kadar azimli ve tutkulu olmamı beklemezdim. Cittaslow bir şehirden buraya uçuşum sürüden atılmak gibiydi. Hallediyorum. Şimdi önümde daha önemli aylar var. Sevgilimle hayat kurmak, ruhsatımı almak ve kariyerimi maddi manevi arzu ettiğim noktayla taçladırmak. Bir de şu mentali toparlamak, kalıcı şekilde. Şans dileyin bana, size ihtiyaç duydum ki yazıyorum belki de. Hani böyle ''eski hayatı özlemek'', onda konfor bulmak.

Öyle spontane yazdım ki buralarda kim var en son ne yazdım neler oluyor bilmiyorum. Bu blog benim avukat olduğumdan haberdar olmayı ve yeni fotoğraflarımı görmeyi hak ediyordu. Değil mi?

Sevgilerimle,

Anıl

<3


En stajyer halim, Çağlayan Adliyesi.