Bugün sonunda İzmirin en sevdiğim yeri olan Alsanacağa gidebildik!
Orayı sevmemin iki nedeni var.Birincisi insanlarının çeşitli ve birbirine karşı hoşgörülü olması.Büyük şehirlerde bu olayı seviyorum.Sıkıcı değil.Yürürken şöyle kafanızı iki yana çevirseniz bir sürü tip tip insan.Benim gibi hayalperest biri için bu daha da eğlenceli.Mesela birinin fotoğrafını gözümle çekiyorum sonra ne yapmak için dışarda olduğunu tahmin ediyorum falan.Deli değilim,gerçekten eğlenceli!! Diğer sevme nedenimse Sılayla orada saatlerce yürümüş olmamız.Çok eğlenceliydii çok.Bugün de baya bir onun kulağını çınlattım.''AA BİZ BURDAN GEÇMİŞTİK,ŞURADA FOTOĞRAF ÇEKTİRMİŞTİK.''
Kuzenlerimin adını hiç söylemediğimi fark ettim.Birinin adı Gökçe diğerinin Ece.Gökçe küçük olan.Benden 1 yaş küçük sadece.Onunla beraber büyüdük diyebilirim.Birbirimize genelde ''seta'' deriz.Nerden geldi tam hatırlamıyorum ama Gökçenin işiydi.Galiba bir çizgi filmdeki iki arkadaş da birbirine öyle diyordu veya onun gibi bir şey.
İşte Gökçe başlıktaki kafeyi söyledi,orada makarna yemeye karar verdik.
Masaya menüyle beraber Orhan Velinin ''Anlatamıyorum'' şiirinin yazılı olduğu bir kağıt ve bir küçük kase çakıl taşı çikolataları geldi.Bu şekilde mekanlarına gelen insanları şiirle buluşturmaları ve evlerinde gibi hissettirmeleri o kadar hoşuma gitti ki anlatamam.Loş ışıklar,şiir dolu duvar...keşke Çanakkaleye de bu tip bir yer açılsa dedim içten içe.İmkan buldukça giderdim.
Gördüğünüz gibi duvarlar şiirlerle dolu.Yanlız ben oraya asmak yerine yanıma almayı tercih ettim.Bildiğiniz üzere ''anıları'' bir hayli seviyorum.Ayrıca duvarda dikkat çeken cinsiyet sembolleri bu kafede istisnasız sevginin var olduğunu anlatıyor.
Sevgi Yolu
Bir ara sokaktaki Atatürk fotoğrafı.
(1881-193∞)
Yemekten sonra vapura koştur koştur yetiştik.Kendimize güzel bir yer bulduk,motorun denize çarpmasıyla çıkan ritmik ses eşiliğinde maviliği izlemeye başladık.
Küçüklükten beri denizle,suyla haşir neşir büyüdüm.Erken yaşta yüzmeyi öğrendim,büyüklerin bile açılmadığı yerlere tek başıma gitmeye çalıştım.Gerçi eskisi kadar su meraklısı değilim orası ayrı.
Denizin bir şehirdeki varlığı her zaman bana güven verir.Sanki deniz varsa hiçbir şey olmayacakmış gibi hissederim.Çünkü deniz olan yerde insanlar yazın denize girer; eğlenir,güler.Mutlu gözükür.Biraz da olsa dertlerinden uzaklaşır.İşte deniz küçüklükten beri benim için bu demek.Baktığın an dertlerini unutmalısın.Onun güzelliğini izlemelisin.
Alsancak-Karşıyaka vapurunda , 16 yaşımda da denizi seyre dalarak bu geleneği gerçekleştirebildim.
xoxox sevgiler xoxox
Çok tatlı bir gün olmuş <3
YanıtlaSil