Sonunda bir şeyler yazabilecek vakit ve sağlam bir ruh halimi bulabildiğim için çok mutluyum!
Ekimin son haftaları hayatımda unutamayacağım kötü bir tecrübe edindim.Şimdi hiç anlatıp kafamı bulandırmak istemiyorum ama kötü bir şeydi işte.Bununla birlikte yorulmanın diplerini gördüm.Aman okul kursları aksamasın aman Japoncadan eksiğim olamaz falan derken fiziken bittim.Bir de bunun yanında garip yeni bir beslenme düzenim oluştu.Böyle paketli olan şeylerden iğrenmeye başladım,çikolata da dahil.Porsiyonlarımı baya bir az tutmaya başladım çünkü bir iki lokmaya doyuyordum vs. vs.Benden beklenmeyecek bir düzene sahip oluverdim.Şuanda da o kadar sert olmasa da etkisi devam ediyor.
Ekimin buldozer gibi üzerimden geçmesinden sonra Kasım ayı sakin başladı.
Kendimi biraz başarısız hissediyorum ama.Ne konuda ve neden böyle hissediyorum tam kestiremiyorum aslında.Bu başarısızlık akademik vs. de değil.Sadece öyle hissediyorum.Sanki böyle bir şeyler için çok çabalıyor ama asla sonuca varamıyor gibi görüyorum kendimi.
Bu hissimi haftaya Perşembe sonlanacak olan Japonca kursumu düşünerek bastırmaya çalışıyorum.İç seslerim yine konuşuyor: ''Aptal şey böyle hissetmen saçma! Baksana Japonca A2'yi bitireceksin,sayılı günün var.Hem de bu işin altından okul döneminde başarıyla kalktın!'' diğeri bu pozitiflik fışkıran düşünceyi bastırıyor ''Eee ne geçti eline?Öğrendin tamam ama unutacaksın ilerde.Bunun üniversite sınav dönemi de var.Ne uğraşıp durdun?'' bu sadece bir örnek olsun hislerimi somutlaştırmak için.Bunun gibi şeyler işte,Lana Del Rey'in Ride şarkısında geçen sözde dediği gibi:
''Zihnimde bir savaş var.''
Güzel şeylere uçuyorum o zaman,gözyaşları silinsin?
Hanna'ya mektup gönderdim! Çok tatlı oldu bence umarım o da beğenir.Güzel bir paragraf yazdım,kendi yazdığım birkaç sonbahar temalı quote'u içine koydum bir de John Lennon'lu kart sokuşturuverdim.Hasır rengi zarfla beraber acayip bohem bir havası oldu tam da arkadaşıma yakışır cinsten.Yanlız babam galiba öncelikli mektup olarak göndermemiş.Bu yüzden gitmesi uzun zaman alabilirmiş...tam bir hafta geçti bugün,dua edin sağ salim en erken vakitte varsın şu mektup!
İzlanda'da afs yapan arkadaşımla konuştum dün gece.Onunla her konuştuğumda yurt dışına açılma isteğim tavan yapıyor.Bir de şunu düşünüyorum,o kadar ırk var devlet var toprak sınırları var..neden var ki? keşke hepimiz aynı milletten devletten bir toprakta olsaydık diyorum.Böylelikle dünyanın her yeri bizim olurdu,gitmek için tonlarca belgeyle uğraşmak zorunda kalmazdık.Hatta bu tip bir görüşü savunan insanlar var sanırım.Cahilliğime verin tam dediklerini açıklamayazsam ama ''Ülke sınırları kaldırılsın.'' gibi bir ütopyayı savunuyorlar.Twitterde denk gelmiştim.Bana sorarsanız tam bir kaos olurdu..sanki şuanda değilmişiz gibi...
Daldan dala atlayarak bir yazının daha son satırlarına ulaştım.İki hafta boyunca içimi bu tür yazılarla dökmeyince saçmaladım gibi hissediyorum :/
Neyse artıkın.
Daha mutlu,güvenli ve huzurlu bir haftasonu diliyorum :')
Instagram: hopefulsalad
son fotoğrafa bayıldım!!!
YanıtlaSilHanna'ya mektubunu da göndermeden keşke fotoğraflasaydın.
Yine sıcak bir Anıl yazısı.
Teşekkür ederim kahve xoxox Ya aslında çekmeyi düşündüm afilli bir fotoğraf ama Hanna görürdü buraya atsam,giderdi sürprizi :'DD O fotoğrafı çektiği zaman buraya atacağım!^^
Sil