Nereden anlatmaya başlasam ve ne yazsam bilmiyorum.İlk kez bu kadar ihtiyacım varken bir yazı paylaşıyorum.
Beni kötü etkileyen,hiç hoş olmayan günleri atlattım.Olayları eşeleyip gece gece sinirlenmek istemiyorum ama özetle şöyle ki insanlar olabildiğince bencil.Herkes kendisinden bir düşüğü ezmenin ve yıpratmanın peşinde.Daha türlü türlü kelimelerle ifade edebilirdim ama böylesi daha şık olacak.
Mental olarak ilk defa bu kadar kötüleştim.İki gün boyunca dokunsalar ağlayacak vaziyette gezdim.Sorun sadece yaşadığım sinir bozucu olayda değildi,işin kötüsü de bu,sorun tam olarak bendim.Bir türlü başaramıyorum umursamaz olmayı,insanların kalbini dilediğimce kırmayı ya da hiçbir şey olmamış gibi yoluma bakmayı.En ufak meseleleri,bu seferki ufak değildi zannımca,büyütüp kendimi işin içinden çıkamayacağım bir konuma getiriyorum.Pozitif kalamıyorum,asla,en küçük kötü durumda bile atıyorum kendimi yere ''öldüm,bittim,hayatım berbat'' kafamdaki düşünceler birbiriyle çatışıyor,resmen ruhen acı çekiyorum.Pozitif olmayı denemekten de korkuyorum sonrasında.Çünkü pozitif olmayı başarırsam tekrar kötüleşme olanağım da var.Güçsüz hissediyorum fakat sonra ruhen tek başıma üstesinden geldiğim olayları getiriyorum aklıma,kendi kendimi teselli etmeye çalışıyorum.
Yukarıdaki paragrafı yazmaya bile korkuyordum.Kendimle yüzleştim bir anlamda.Dahası var dahasının dahası bile var ama onları günlüğe aktarabilecek kadar cesur olacağım.İnsanın kendiyle yüzleşmesi ve kendini tanımaya çalışması ne zor.Bir de üstüne üstlük her noktayı kendi çizgisi altına almaya çalışması...
Yakın zamanda yaşadığım sinir yıpratıcı olayın öncesinde bir de ufak bir dost kazığı yedim desem abartı olmaz.Üzüldüm mü? Hayır.Çünkü sadece her şeyi netleştirmeye çalışarak bir adım attım.Baktım her şey fazlasıyla değişmiş.Şaşırmadım da.Bu sefer hassas davrandığımı da düşünmüyorum.Hatta büyük bir hata payını kendimde görüyorum,insanları öyle olmadıkları halde abartıp mükemmel gördüğüm için.Ne gerek var ki buna? Kimse mükemmel değil,bazı insanlar hayatından çekip gitmeli,onlara izin vermelisin.Mücadelen boşuna.
Bazen her şey üstüme üstüme çullanıyor.İşte bu da o bazenlerden biri.Daha iyi hissedebilmek için yağmur ve şömine sesi eşliğinde meditasyon yaptım.Kendime ''yapabilirsin'' diye fısıldadım.Bol bol dua ettim ve işlerin yolunda gitmesinden çok ''hayırlısı olsun'' dedim.Çünkü ben iyiye gitsin dedikçe her şey daha kötü oluyor.Daha önceki tecrübelerimden de bu çıkarımı yapabiliyorum.En zorunu atlatmaya odaklanmış bir karakter benim kaderimmiş gibi üzerime yapışmış.Öyleyse onunla yaşamayı öğrenmek lazım.
2018 Yazısına baktım da yine ne umutlarla başlamışım yıla.Mottomuz ''yenilenme'' demişim.Onu yazarken her şeyin süper olmasını umuyordum ama hesaba katmadığım şey köklü değişikliklerin can sıkıntılarının sonunda yaşandığıydı.Bunu unuttuğuma şaşırdım...belki de sadece kabul etmek istememişimdir.
Çanakkale de ben de şu sıralar bol fırtınalı günler geçiriyoruz.Şehir için bir mevsim değişikliği yeter ama benim için ne gereklidir bilmiyorum.Belki biraz üretkenlik,pozitif enerji,küçük değişiklikler ya da sadece biraz zaman? Ne bağlıyız şu zaman denilen şeye.Sevmiyorum beklemeyi de bir şeyleri ona bırakmayı da.Kontrol benden çıkınca kontrolden çıkıyorum.
Sıcak çikolata hazırlayıp bir film bakacağım.Bana her şeyi unutturabilen tek şey filmler.En büyük sığınağım onlar.
🌙
Huzurlu Geceler.
Belki bir de, bir hobiyle mi uğraşsan? Hem el hemde zihin oyalıyor ve bitince de başarmış olmanın verdiği bir haz var. Ne bileyim belki film izlerken turna kuşu katlarsın belki biraz resim yaparsın (yeteneğim yok deme karala gitsin, soyut çalıştım dersin).. :)
YanıtlaSilEvet bir şey çizmenin kafa dağıttığını birçok kez duydum,artık denemek farz oldu :) Aklımda yeni bir dil öğrenmeye başlamak da var,eğlencesine,belki daha önceleri sıcak bakmadığım Fransızcayı çalışmaya başlayabilirim,günde birkaç kelime ya da grammar yeterli olur...bakalım,teşekkürler xo
Sil