Heyo.
Dün bir yazıyı yarılayıp sildim.Bir kez daha denedim,yine beğenmedim.Umarım bu sefer kafamda dolaşan cümleleri doğru bir şekilde aktarıp yayınla yazısına tıklayabileceğim.
Bodrumdan döneli 1 hafta kadar oldu.The Luvi adlı bir otelde kaldık.Oylamam gerekirse 5 üzerinden 3 puan veririm.Antalya ve Bodrum bölgesinin tatil anlayışı tamamiyle zıtmış.Bodrumda otel içinde pek farklı şeyler yok ve odalar konfor bakımından eksik.Çünkü istiyorlar ki gelen müşteri çıkıp Bodrum'da zaman geçirsin,gece hayatına karışsın.Bunu planlayan animatörleri bile var.Antalya'da ise müşteriyi içeride tutmak için türlü türlü tesis yapıp etkinlikler düzenleniyor.Tur rehberimiz otel ile ilgili eleştrilerimize bu şekilde karşılık verdi,oldukça mantıklı.
Annem olmadan tatile gittiğimizden biraz sıkkındım ama hiçbir şey düşünmeden 5 günü yorula yorula geçirmek de pek iyi geldi.Bodrum merkezi de gezdik.Valla ne yalan söyleyeyim medyada yansıtıldığı kadar mükemmel bir yer değil.Şehir planlaması,kafeler,evler şirin mi şirin;marinası huzur dolu.Ama bunun yanında daracık sokaklarda insan kalabalığından zik zak çizerek yürümek sinir bozucu.Bolca yabancı turist ve onlara bir şey satmak için uğraşan esnaf var.Klasik bir tatil bölgesi anlayacağınız.Eğer gece hayatınız yoksa ya da içki içmiyorsanız pek eğlenebileceğiniz bir yer değil.Özellikle aile tatilleri için biraz sıkıcı.
Otelin peyzajı çok başarılı.
Tatilde yapmayı en sevdiğim şeylerden biri havuz-deniz başında kitap okumak.Okuduğum kitap tatil süresince bitirdiğim ''Amok Koşucusu''en son yazdığım yazı da onunla ilgili.
Marina
Heykelleri seviyorum,delicesine.
Herodotos - Artemisia - Kral Maussollos
Dönüş yolunda son anda bir kararla İzmir'de yaşayan teyzemlere uğradık.Spontane bir şekilde kuzenim Gökçe de bizimle geldi.Çook sevindim.Daha önce size Gökçeyi anlattım mı bilmiyorum..anlatmış olmam lazım.Hani İzmir'de beraber takıldığım kuzenim.Yıllardır arkadaşız ve her türlü sırrımızı birbirimizle paylaşırız.Hem kuzen hem yakın dost yani.Birbirimize ''seta'' deriz.Bu lakabı Gökçe bulmuştu, sanırsam bir çizgi filmden falandı.Çocukken karar verip o yaştan sonra da birbirimize öyle seslenmeye başladık.
Gökçe'nin gelmesi ikimiz için de iyi oldu.Zaten de zor bir yıl bizi bekliyor.Yiyip içip gezip stres atmanın tam zamanı değil de ne? Her gün yapacak bir şeyler bulup dışarı çıktık.Geceleri film izledik.Aşırı keyifli ve yorucu bir 5 gün geçirdik.Keşke daha fazla kalabilseydi.Artık seneye inşallah.
♥
Sonbaharın ilk kahvesi içilmiş oldu!
Eveet,beklenen mevsim Sonbahar da geldi.Gölgesi soğuk havaları,sıcacık içilebilen kahveleri ve kalın giysileri özlemiştim.Bu açıdan çok huzurlu ve mutlu hissediyorum.Sonbahar en sevdiğim mevsim.Diğer bir yandan okulun açılacak olması fena halde geriyor.Yeni bir okul binası,servise binmek,aynı zamanda okulla beraber başlayan yeni dershane.Üstüne üstlük geçen senelerden çok daha fazla çalışmam gereken bir yıl.Beni adım adım bekleyen bir Üniversite sınavı...saymakla bitmeyen çirkin ama zorunda olduğum şeyler.
Pozitif olabiliyorum ama pozitif kalamıyorum.Mutlu uyandığım bir günde illa üzülüyorum.Ya da mutlu hissettiğim bir anda illa bozuluyorum.Planner tutmayı resmen bıraktım.Kendime zorunlu tuttuğum ama çok da mühim olmayan ne varsa yavaş yavaş bırakmak istiyorum.Canım isterse tekrar hayatıma alırım.Daha birçok planım var ama bildiğim,tekrardan duyduğum bir söz kafama dank etti.''Planlarını değil,sonuçlarını paylaş.'' Şimdilik en güzeli.Kafam karmakarışık.Okullar açılmadan her şeyi düzene sokmalıyım.En önce de zihnimdekileri.
Çav.
Sana başarılarla dolu bir yıl dilerim Anıl'cım. Şöyle düşün, bu hayatında bir kere yaşayacağın bir sıkıntı.
YanıtlaSilBodrum'a ben de bayılmamıştım. Tamam evler filan güzel ama. Ben de gece hayatına ve içkiye düşkün biri değilim. Ama zaten sanırım o abartılan güzel Bodrum çok eskidenmiş. Mesela ben çocukken filan. Gene de iyi ki gitmişsin. Değişiklik sonuçta. Sevgiler.
Evet,yine de keşke hiiiç olmasa.
SilGaliba öyle.Çoğu şey negatif yönde değişiyor,üzücü bir durum aslında.
Bolca sevgi ♥